Her milliyetçiliğin gelişme tarihi incelendiğinde, ilk devirlerinde milli tarih telakkisinin bir romantik dönemine rastlanır. Tarihi araştırmaların önem kazanmasında ve genişlemesinde bunun büyük bir faydası da olur. Milli tarih anlayışının "romantik" devrini, Türk milliyetçiliği de tabiatıyla görmüştür. Avrupa tarihçiliğinin Türkler hakkında hiçbir ilmi esasa dayanmayan çok haksız ve olumsuz tavırları karşısında, bizim romantik tarihçiliğimizin tepkisi de ister istemez biraz "aşırı" olmuştur. Bütün ilmi ilerlemenin esası olan tenkid - fikrinin gelişmesi ve rasyonel çalışma usullerinin yerleşmesi ile dünyanın her yerinde olduğu gibi, bizde de, bu romantik tarih devri eski hızını kaybetmiştir. Zaten ilim zihniyeti yerleştikten sonra, o his ve heyecanın hakim olduğu romantizmin devamına artık imkan kalmıyor. Fakat yine de her yerde olduğu gibi, bizde de bu romantik anlayış, milli tarih araştırmalarına karşı bir ilgi uyandırmıştır. Nitekim Türk Tarih Tezi'de zamanla "abartılı" unsurlardan sıyrılmaya çalışarak, Türkiye'de bilimsel tarih araştırmalarının gelişmesinde itici güç olmuştur.
Öte yandan Türk Tarih Tezi, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet ideolojisinin de önemli bir parçasını teşkil eder. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarih anlayışının temelinde devletin ve rejimin geleceğinin sağlam temellere otutturulması gelir. Cumhuriyetçi kadrolar, Türk Tarih Tezi ile Türkiye Cumhuriyeti devletini tarihi temellere bağlamak suretiyle devlete milli kimlik, topluma milli şahsiyet kazandırmak ve yapılan inkılapları genç nesillere benimsetmek istemiştir. Bu yüzden Cumhuriyetin kurulduğundan itibaren bilhassa 1930'lu yıllarda Türk Tarih Tezi'nin kabulü ile birlikte milli tarih araştırmalarına ve tarih eğitimine ağırlık verilmiştir.
Her milliyetçiliğin gelişme tarihi incelendiğinde, ilk devirlerinde milli tarih telakkisinin bir romantik dönemine rastlanır. Tarihi araştırmaların önem kazanmasında ve genişlemesinde bunun büyük bir faydası da olur. Milli tarih anlayışının "romantik" devrini, Türk milliyetçiliği de tabiatıyla görmüştür. Avrupa tarihçiliğinin Türkler hakkında hiçbir ilmi esasa dayanmayan çok haksız ve olumsuz tavırları karşısında, bizim romantik tarihçiliğimizin tepkisi de ister istemez biraz "aşırı" olmuştur. Bütün ilmi ilerlemenin esası olan tenkid - fikrinin gelişmesi ve rasyonel çalışma usullerinin yerleşmesi ile dünyanın her yerinde olduğu gibi, bizde de, bu romantik tarih devri eski hızını kaybetmiştir. Zaten ilim zihniyeti yerleştikten sonra, o his ve heyecanın hakim olduğu romantizmin devamına artık imkan kalmıyor. Fakat yine de her yerde olduğu gibi, bizde de bu romantik anlayış, milli tarih araştırmalarına karşı bir ilgi uyandırmıştır. Nitekim Türk Tarih Tezi'de zamanla "abartılı" unsurlardan sıyrılmaya çalışarak, Türkiye'de bilimsel tarih araştırmalarının gelişmesinde itici güç olmuştur.
Öte yandan Türk Tarih Tezi, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet ideolojisinin de önemli bir parçasını teşkil eder. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarih anlayışının temelinde devletin ve rejimin geleceğinin sağlam temellere otutturulması gelir. Cumhuriyetçi kadrolar, Türk Tarih Tezi ile Türkiye Cumhuriyeti devletini tarihi temellere bağlamak suretiyle devlete milli kimlik, topluma milli şahsiyet kazandırmak ve yapılan inkılapları genç nesillere benimsetmek istemiştir. Bu yüzden Cumhuriyetin kurulduğundan itibaren bilhassa 1930'lu yıllarda Türk Tarih Tezi'nin kabulü ile birlikte milli tarih araştırmalarına ve tarih eğitimine ağırlık verilmiştir.