"...Türkiye hala yükseköğretime milli gelirinin %1'ini dahi ayırmayan bir ülke. Bütün toplam eğitim harcamaları, kamusal eğitim harcamaları olarak, milli gelirin %4'ünün altında kalıyor. Bu durumun çok ciddi bir sorun olduğu aşikar. Dolayısıyla, nitelikten ciddi bir kayba uğramaktayız. Bu kayba uğradığımızı bazen farkediyoruz, bazen farketmiyoruz. Politikacılara ve topluma ise bu sorunumuzu yansıtamıyoruz. 1998-99 öğretim yılı başlarken üniversitelerimizdeki en önemli sorunu biz üretkenlik olarak görmekteyiz, kalite olarak görmekteyiz. Dolayısıyla, sistemimizde ölçme ve değerlendirmeye daha fazla yer ayrıması gerektiğine inanıyoruz. Sistemin daha katılımcı ve daha saydam olması gerektiğine inanıyoruz ve bu sistemde saydamlıkla, katılımla birlikte, özellikle siyasi otorite karşısında, daha fazla özerklik ihtiyacı olduğu kanısındayız..."
"...Türkiye hala yükseköğretime milli gelirinin %1'ini dahi ayırmayan bir ülke. Bütün toplam eğitim harcamaları, kamusal eğitim harcamaları olarak, milli gelirin %4'ünün altında kalıyor. Bu durumun çok ciddi bir sorun olduğu aşikar. Dolayısıyla, nitelikten ciddi bir kayba uğramaktayız. Bu kayba uğradığımızı bazen farkediyoruz, bazen farketmiyoruz. Politikacılara ve topluma ise bu sorunumuzu yansıtamıyoruz. 1998-99 öğretim yılı başlarken üniversitelerimizdeki en önemli sorunu biz üretkenlik olarak görmekteyiz, kalite olarak görmekteyiz. Dolayısıyla, sistemimizde ölçme ve değerlendirmeye daha fazla yer ayrıması gerektiğine inanıyoruz. Sistemin daha katılımcı ve daha saydam olması gerektiğine inanıyoruz ve bu sistemde saydamlıkla, katılımla birlikte, özellikle siyasi otorite karşısında, daha fazla özerklik ihtiyacı olduğu kanısındayız..."