Ahmet Mithat Efendi (1844-1912), yarısı hikaye, roman ve piyes olan 200 kadar kitabın yazarıdır. Letaif-i Rivayat adlı eserlerinde hikaye geleneğimizden yararlandığı gibi, tiyatro eserlerinde de gelenekten faydalanarak, Osmanlı tavrını savunur. Efendi, bugün için bile yerli ve bize özgü bir sanat anlayışının sözcülerindendir. Çengi ile ondan sahneye uyarlamasının özel bir yeri var.
Bunda dil ve anlatım olarak Giritli Aziz Efendi'nin yazdığı Muhayyelat'tan yola çıkılmıştır. Ondaki "hayalleri" okuyarak Don Kişot gibi, aklı karışan Daniş Çelebi'nin hikayesi, efsuncu annesi Saliha Molla ve peri sandığı Çengi Sümbül ile hayli renkli bir maceraya dönüşür. Yanlış terbiye ile hurafelere bel bağlamak, bu eserin asıl konusu gibidir.
Eser, yazılışından yüz yıl sonra keşfedilerek sadeleştirildi,daha sonra tiyatroya uyarlandı ve Çengi adıyla İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneye kondu. Naşit Özcan'ın yönettiği bu oyun çok ilgi gördü. A. Midhat Efendi'nin romanıyla onun tek bölümün eserden bambaşka bir eser ortaya çıktığı için, bu farklılığı belirtmek maksadıyla, Mustafa Miyasoğlu eserin adını Dâniş Çelebi ve Çengi Sümbül yaptı.
Ahmet Mithat Efendi (1844-1912), yarısı hikaye, roman ve piyes olan 200 kadar kitabın yazarıdır. Letaif-i Rivayat adlı eserlerinde hikaye geleneğimizden yararlandığı gibi, tiyatro eserlerinde de gelenekten faydalanarak, Osmanlı tavrını savunur. Efendi, bugün için bile yerli ve bize özgü bir sanat anlayışının sözcülerindendir. Çengi ile ondan sahneye uyarlamasının özel bir yeri var.
Bunda dil ve anlatım olarak Giritli Aziz Efendi'nin yazdığı Muhayyelat'tan yola çıkılmıştır. Ondaki "hayalleri" okuyarak Don Kişot gibi, aklı karışan Daniş Çelebi'nin hikayesi, efsuncu annesi Saliha Molla ve peri sandığı Çengi Sümbül ile hayli renkli bir maceraya dönüşür. Yanlış terbiye ile hurafelere bel bağlamak, bu eserin asıl konusu gibidir.
Eser, yazılışından yüz yıl sonra keşfedilerek sadeleştirildi,daha sonra tiyatroya uyarlandı ve Çengi adıyla İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneye kondu. Naşit Özcan'ın yönettiği bu oyun çok ilgi gördü. A. Midhat Efendi'nin romanıyla onun tek bölümün eserden bambaşka bir eser ortaya çıktığı için, bu farklılığı belirtmek maksadıyla, Mustafa Miyasoğlu eserin adını Dâniş Çelebi ve Çengi Sümbül yaptı.