insanoğlu var olduğundan beri anlamak ve anlaşılmak istemiştir. İnsanın bu isteğini Yunus, "Beni bir ben bilirim, bir de beni Yaradan. Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan." dizeleriyle ifade etmiştir. İnsani anlamak için öncelikle insanın kendini bilmesi gerekir. Bu gerçeği, Yunus "ilim, ilim bilmektir. ilim, kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen, bu nice okumaktır" diyerek bilmek için öğrenmenin, öğrenmek için de okumanın gerekli olduğunu belirtirken; elde edilen bilginin duygu, düşünce ve davranışlara aktarılmasını da vurgulamaktadır. İnsani anlamak, kendi sınırlılıklarım bilmekle başlar. Sınırlılıklarını belirleyebilmek ve onu anlayabilmek için insanı doğru tanımlamak gerekir. İnsan, insan planına göre dünyaya gelmiş biyolojik anlamda bir varlık olmasına rağmen; iyiyi ve doğruyu yakalama eğilimine sahiptir. Bu eğilim sayesinde insan, insanlık kazanıyor ve özü yakalıyor. İnsanın iyi olma eğiliminin en büyük güç kaynağı ise, aklıdır. İnsan, aklı sayesinde çevresini ve kendini her an yeniden yaratır.
Sorumluluklarının bilincinde olan insan, özünü yakalar ve varoluş gayesine ulaşım, sağlıklı varoluş, sorumlulukların bilincinde olmayla doğru orantılıdır. İnsan taslağına uygun olarak dünyaya gelen biyolojik varlık, alacağı eğitim sayesinde insanı insan yapan özelliklerle donatılarak, mükemmelleşerek üreten ve bilinçli tüketen bir varlık konumuna ulaşarak geçmişi iyi bilen, günü doğru yaşayan ve geleceği sağlıklı planlayan bir vizyona sahip olur.
Evde, okulda, kışlada, adliyede, karakolda, tarlada, fabrikada, bankada, markette, sokakta kısacası her yerde insanı ilgilendiren bütün etkinliklerin merkezinde yine insan vardır. İnsani tanımak ve doğru anlamak için öncelikle insanın gelişim sürecini bilmek, bu sürecin oluşumunu etkileyen kuvvetleri, kendi koşullarında tanımak gerekir. Bu kitapta, insanın gelişim sürecindeki oluşumlar, kendi koşullarında akıcı bir dille ele alınmıştır.
Öğretebilmek için, bilmek yetmez, öğretebilme sanatını da becerebilmek gerekir. Öğretmenlik, bilgi ve sanatUrlık gibi iki temel üzerine kurulup yürütülen bir meslektir. Bu temellerden birin-den yoksun olan öğretmenden, başarı beklenemez. "Öğretmen yetiştirme programları", alan ve mesleki formasyon kazandıran etkinliklerden oluşmaktadır. Formasyon kazandıran etkinlikleri içeren derslerin başında, "Gelişim ve Öğrenme" adı altında okutulan ders gelmektedir.
Davranışlarımız adlı bu kitap, bir yandan öğretmenlerin, öğrencilerini tanıma ve öğretim etkin-liklerini sürdürme, anne-babaların çocuklarının sağlıklı gelişimlerine yardıma olmasının yanında; polis, komutan, doktor, hemşire, psikolojik danışman gibi mesleği gereği sürekli insan ilişkileri içinde bulunanların daha yeterli hizmet sunabilmeleri için kaynak olabilecek yeterliliktedir. Bu kitap insanların düşünce ve davranışlarının nedenlerini daha iyi anlamanızı sağlayıp, size tutum ve tavırlarınız hakkında içgörü kazandırmayı hedeflemiş, bu amaçla da birçok yaşamsal sorunu ve çözüm yollarını açıklamaya da yer vermiştir.
insanoğlu var olduğundan beri anlamak ve anlaşılmak istemiştir. İnsanın bu isteğini Yunus, "Beni bir ben bilirim, bir de beni Yaradan. Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan." dizeleriyle ifade etmiştir. İnsani anlamak için öncelikle insanın kendini bilmesi gerekir. Bu gerçeği, Yunus "ilim, ilim bilmektir. ilim, kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen, bu nice okumaktır" diyerek bilmek için öğrenmenin, öğrenmek için de okumanın gerekli olduğunu belirtirken; elde edilen bilginin duygu, düşünce ve davranışlara aktarılmasını da vurgulamaktadır. İnsani anlamak, kendi sınırlılıklarım bilmekle başlar. Sınırlılıklarını belirleyebilmek ve onu anlayabilmek için insanı doğru tanımlamak gerekir. İnsan, insan planına göre dünyaya gelmiş biyolojik anlamda bir varlık olmasına rağmen; iyiyi ve doğruyu yakalama eğilimine sahiptir. Bu eğilim sayesinde insan, insanlık kazanıyor ve özü yakalıyor. İnsanın iyi olma eğiliminin en büyük güç kaynağı ise, aklıdır. İnsan, aklı sayesinde çevresini ve kendini her an yeniden yaratır.
Sorumluluklarının bilincinde olan insan, özünü yakalar ve varoluş gayesine ulaşım, sağlıklı varoluş, sorumlulukların bilincinde olmayla doğru orantılıdır. İnsan taslağına uygun olarak dünyaya gelen biyolojik varlık, alacağı eğitim sayesinde insanı insan yapan özelliklerle donatılarak, mükemmelleşerek üreten ve bilinçli tüketen bir varlık konumuna ulaşarak geçmişi iyi bilen, günü doğru yaşayan ve geleceği sağlıklı planlayan bir vizyona sahip olur.
Evde, okulda, kışlada, adliyede, karakolda, tarlada, fabrikada, bankada, markette, sokakta kısacası her yerde insanı ilgilendiren bütün etkinliklerin merkezinde yine insan vardır. İnsani tanımak ve doğru anlamak için öncelikle insanın gelişim sürecini bilmek, bu sürecin oluşumunu etkileyen kuvvetleri, kendi koşullarında tanımak gerekir. Bu kitapta, insanın gelişim sürecindeki oluşumlar, kendi koşullarında akıcı bir dille ele alınmıştır.
Öğretebilmek için, bilmek yetmez, öğretebilme sanatını da becerebilmek gerekir. Öğretmenlik, bilgi ve sanatUrlık gibi iki temel üzerine kurulup yürütülen bir meslektir. Bu temellerden birin-den yoksun olan öğretmenden, başarı beklenemez. "Öğretmen yetiştirme programları", alan ve mesleki formasyon kazandıran etkinliklerden oluşmaktadır. Formasyon kazandıran etkinlikleri içeren derslerin başında, "Gelişim ve Öğrenme" adı altında okutulan ders gelmektedir.
Davranışlarımız adlı bu kitap, bir yandan öğretmenlerin, öğrencilerini tanıma ve öğretim etkin-liklerini sürdürme, anne-babaların çocuklarının sağlıklı gelişimlerine yardıma olmasının yanında; polis, komutan, doktor, hemşire, psikolojik danışman gibi mesleği gereği sürekli insan ilişkileri içinde bulunanların daha yeterli hizmet sunabilmeleri için kaynak olabilecek yeterliliktedir. Bu kitap insanların düşünce ve davranışlarının nedenlerini daha iyi anlamanızı sağlayıp, size tutum ve tavırlarınız hakkında içgörü kazandırmayı hedeflemiş, bu amaçla da birçok yaşamsal sorunu ve çözüm yollarını açıklamaya da yer vermiştir.