Dede Korkut anlatıları, doğa-kültür karşıtlığında, ikili karşıtlıklar ve karşılıklılılar açısından hem anlamsal hem yapısal olarak pek çok ortak noktada birleşmektedir. Claude Levi Strauss'un, mitlerin oluşumlarının yapısını ortaya çıkarmak amacıyla eşsüremsel okuma olarak adlandırdığı ayırma ve yeniden kurmaya dayalı dizisel, dizimsel okuma yönteminin mantığından yararlanarak, Dede Korkut anlatılarını oluşturan on iki hildyede doğa kültür karşıtlığına bağlı olarak ikili karşıtlıklardan oluşan ortak ilişkiler demetini ortaya çıkarmak mümkün olmuştur. Bu karşıtlıklar, toplumun ve bireyin yaklaşım ve yaptırımlarına bağlı olarak şekillenmiştir. Toplumsal yaklaşım içerisinde şölen, savaş, av; toplumsal yaptırım içerisinde kabul görme ve görmeme; bireysel yaklaşım içerisinde uzlaşma, mücadele; bireysel yaptırım içerisinde otorite kazanımı ve kaybı olarak incelenen karşıtlıklar, on iki anlatıdaki tüm olaylar, durumlar ve davranışları kapsar niteliktedir. Bu çalışma, Levi Strauss'un eşsüremsel okuma yönteminin Türk halk anlatılarına uygulanması açısından bir ilk olma özelliği taşımaktadır.
Dede Korkut anlatıları, doğa-kültür karşıtlığında, ikili karşıtlıklar ve karşılıklılılar açısından hem anlamsal hem yapısal olarak pek çok ortak noktada birleşmektedir. Claude Levi Strauss'un, mitlerin oluşumlarının yapısını ortaya çıkarmak amacıyla eşsüremsel okuma olarak adlandırdığı ayırma ve yeniden kurmaya dayalı dizisel, dizimsel okuma yönteminin mantığından yararlanarak, Dede Korkut anlatılarını oluşturan on iki hildyede doğa kültür karşıtlığına bağlı olarak ikili karşıtlıklardan oluşan ortak ilişkiler demetini ortaya çıkarmak mümkün olmuştur. Bu karşıtlıklar, toplumun ve bireyin yaklaşım ve yaptırımlarına bağlı olarak şekillenmiştir. Toplumsal yaklaşım içerisinde şölen, savaş, av; toplumsal yaptırım içerisinde kabul görme ve görmeme; bireysel yaklaşım içerisinde uzlaşma, mücadele; bireysel yaptırım içerisinde otorite kazanımı ve kaybı olarak incelenen karşıtlıklar, on iki anlatıdaki tüm olaylar, durumlar ve davranışları kapsar niteliktedir. Bu çalışma, Levi Strauss'un eşsüremsel okuma yönteminin Türk halk anlatılarına uygulanması açısından bir ilk olma özelliği taşımaktadır.