O bir masal kızıydı, ulaşılmadık yıldızlara gidecek, bilinmez dünyalara uzanacak, gizemli ülkelerde maceralara atılacaktı. Bir deniz feneri gibi karanlıklarda yol gösterecekti. Bunları düşlerdi çocukluğunda Ferda. Uzak ülkeleri, oralarda yaşayan çocukları merak ederdi. Dünya koskocamandı ama o küçük bir karınca gibi varlığının farkına varılmamasından kaygılanırdı. Ama devler ülkesine alıştı büyüyünce ve ansızın dünya küçüldü. Dış ülkelere sayısız gezi yaptı. Tarihi anıtları, ören yerlerini, müzeleri geziyor, yazdıkça gördüğü, tanıklık ettiği renkleri çoğaltıyordu. Türkiye zaten sahip olduğu o büyük tarihi zenginliğini korumuş, geçmişte birçok uygarlığa beşiklik etmişti. Uygarlığın Türkiye coğrafyasında başlaması bile büyük bir zenginlikti. Yazdıklarında özümlediği bu tarihi birikimi bir masal havası içinde aktarıyordu eserlerine. Lisede ve üniversitede yabancı dili gelişti ve yaşadığı tarihi kente gelen yabancı konuklara rehberlik yaparak deneyimlerini çoğaltı, hemde para kazandı. Yılsonu sınıf geceleri için oyun yazıp yönetti. Lisede arkadaşları ve edebiyat öğretmeni Ferda'yı “Altın Kalem“ olarak nitelendiriyorlardı. Hatta öğretmeni birgün “İlerde yönlendiren olursa büyük bir yazar olabilirsin, fakat bunun için çok okumalı ve deneyim sahibi olmalısın“ demişti.
O bir masal kızıydı, ulaşılmadık yıldızlara gidecek, bilinmez dünyalara uzanacak, gizemli ülkelerde maceralara atılacaktı. Bir deniz feneri gibi karanlıklarda yol gösterecekti. Bunları düşlerdi çocukluğunda Ferda. Uzak ülkeleri, oralarda yaşayan çocukları merak ederdi. Dünya koskocamandı ama o küçük bir karınca gibi varlığının farkına varılmamasından kaygılanırdı. Ama devler ülkesine alıştı büyüyünce ve ansızın dünya küçüldü. Dış ülkelere sayısız gezi yaptı. Tarihi anıtları, ören yerlerini, müzeleri geziyor, yazdıkça gördüğü, tanıklık ettiği renkleri çoğaltıyordu. Türkiye zaten sahip olduğu o büyük tarihi zenginliğini korumuş, geçmişte birçok uygarlığa beşiklik etmişti. Uygarlığın Türkiye coğrafyasında başlaması bile büyük bir zenginlikti. Yazdıklarında özümlediği bu tarihi birikimi bir masal havası içinde aktarıyordu eserlerine. Lisede ve üniversitede yabancı dili gelişti ve yaşadığı tarihi kente gelen yabancı konuklara rehberlik yaparak deneyimlerini çoğaltı, hemde para kazandı. Yılsonu sınıf geceleri için oyun yazıp yönetti. Lisede arkadaşları ve edebiyat öğretmeni Ferda'yı “Altın Kalem“ olarak nitelendiriyorlardı. Hatta öğretmeni birgün “İlerde yönlendiren olursa büyük bir yazar olabilirsin, fakat bunun için çok okumalı ve deneyim sahibi olmalısın“ demişti.