İyisi ve kötüsüyle ötekiler gibi bir Bulgar köyüdür Katina. Aniden bastıran ilk karın şaşkınlığı içinde başlar her şey. Akşamın bir vakti herkesin evlerine çekildiği bir anda Boyan ve Vasil'in ilçeden çağrılmasıyla... Bu iki arkadaşın soluk soluğa kente gitmelerini gerektiren nedir? Haberci de bilmiyordur bunu. Yalnızca Boyan ile Vasil'in değil de tüm köyün yaşamını bir anda değiştiren bir sorun mu vardır yoksa ortada?..
Çağdaş Bulgar edebiyatının büyük ustalarından Stoyan Tz. Daskalov'un bir polisiye roman akışı içerisinde sürüp giden “Değirmen” adlı romanında köy gerçeğini en ufak bozulmaya uğratmadan tüm çıplaklığıyla sergilediğine tanık oluyoruz. Allayıp pullamadan olanca katılığıyla... İnsan unsurunu göz ardı etmeden... Birçok yazarda olduğu gibi kırsal kesimi bir kartpostal manzarası olarak görme hatasına düşmeden...
Kavis Yayınları “Değirmen”de, Daskalov'un Bulgaristan'ın yakın tarihine tanıklıklarının sergilendiği romanı dilimize çeviren Mustafa Balel'in, Devrim'de ve ilk millileştirme hareketlerinde etkin bir biçimde rol alan usta yazar ile ölümünden önce Vitoşa Dağı'ndaki evinde yaptığı ilginç bir söyleşiyi de sunuyor sizlere.
İyisi ve kötüsüyle ötekiler gibi bir Bulgar köyüdür Katina. Aniden bastıran ilk karın şaşkınlığı içinde başlar her şey. Akşamın bir vakti herkesin evlerine çekildiği bir anda Boyan ve Vasil'in ilçeden çağrılmasıyla... Bu iki arkadaşın soluk soluğa kente gitmelerini gerektiren nedir? Haberci de bilmiyordur bunu. Yalnızca Boyan ile Vasil'in değil de tüm köyün yaşamını bir anda değiştiren bir sorun mu vardır yoksa ortada?..
Çağdaş Bulgar edebiyatının büyük ustalarından Stoyan Tz. Daskalov'un bir polisiye roman akışı içerisinde sürüp giden “Değirmen” adlı romanında köy gerçeğini en ufak bozulmaya uğratmadan tüm çıplaklığıyla sergilediğine tanık oluyoruz. Allayıp pullamadan olanca katılığıyla... İnsan unsurunu göz ardı etmeden... Birçok yazarda olduğu gibi kırsal kesimi bir kartpostal manzarası olarak görme hatasına düşmeden...
Kavis Yayınları “Değirmen”de, Daskalov'un Bulgaristan'ın yakın tarihine tanıklıklarının sergilendiği romanı dilimize çeviren Mustafa Balel'in, Devrim'de ve ilk millileştirme hareketlerinde etkin bir biçimde rol alan usta yazar ile ölümünden önce Vitoşa Dağı'ndaki evinde yaptığı ilginç bir söyleşiyi de sunuyor sizlere.