Türk edebiyatının büyük ustalarından Sabahattin Ali'nin öykülerini bir araya getirenDeğirmen, modern Türk hikâyeciliğinin en önemli kitaplarından biri.Anadolu'nun, taşra hayatının, yoksulluğun, kimsesizliğin, çaresizliğin, mahkûmların,suçluların, haksızlığa uğrayanların, sıradan insanların, ötekilerin, acımasızlığın,merhametin, doğanın, efsanelerin, masalların, hüzünlerin, aşkların unutulmazöyküleri…
“İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikâyesi.Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokanbir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmekhoş şeydir...
Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ayışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak,–söz aramızda– gene hoş şeydir.
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammületmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.”
Türk edebiyatının büyük ustalarından Sabahattin Ali'nin öykülerini bir araya getirenDeğirmen, modern Türk hikâyeciliğinin en önemli kitaplarından biri.Anadolu'nun, taşra hayatının, yoksulluğun, kimsesizliğin, çaresizliğin, mahkûmların,suçluların, haksızlığa uğrayanların, sıradan insanların, ötekilerin, acımasızlığın,merhametin, doğanın, efsanelerin, masalların, hüzünlerin, aşkların unutulmazöyküleri…
“İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikâyesi.Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokanbir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmekhoş şeydir...
Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ayışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak,–söz aramızda– gene hoş şeydir.
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammületmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.”