Onlar çiğdemlerin dedikodusunu yapa dursun Deliormanlar alabildiğine keyifli bir bahar yaşıyordu. Ay mart ortalarıydı cemreler düşmüş, bahar kokuları gelmeye başlamış, ağaçlar yeni yapraklanıyor, taze otlar ve kır çiçekleri dağı bayırı kaplıyordu. Ve hayvanları vardı Deliormanların geyikleri, karacaları, kış uykusundan uyandı uyanacak boz ayıları, sürü sürü kurtları vardı. Alıcı kuşları, kerkenezleri, doğanları, şahinleri, dağların sarp kayalıklarında kartalları vardı.
Bir de koyunları ve boynuzları geyiklerle yarışan koçları vardı. Hele, bir gözü kapalı bir gözü açık uyuyan, her daim nöbette beyaz çoban köpekleri vardı ki, namları Tuna boylarına kadar bütün Bulgarya'yı tutmuştu.
Kömürcüleri vardı, ocağı yaktı mı içinden çöp kadar marsık çıkmayan. Meşe palamudu ile pırnallardan kömür ocakları vardı ki korları sabaha kadar bakır mangallarda paşaların beylerin, sarayların mangallarını ısıtan.
Ve kadınları vardı Deliormanların. Sevdaları derya deniz, orman. Sevdi mi yoluna can kurban. Alınları pinezli bilekleri halhallı, elleri kınalı, saçları çift örgü beline kadar genç kızları vardı. Bu aylarda delikanlı kızların ve erkeklerin sevdaları çiçekler açardı. Maniler atılırdı adı bilinmeyen sevgililere, türküler yakılırdı. Deliormanların vadilerinde çın çın öterdi sevdalı genç türküler, maniler. Ve uğuldardı ormanlar delikanlıların gür sesleriyle.
Deliorman Deliorman,
Haddini bil böbürlenme
Bul tez getir sevgilimi
Yoksa hükmün beş dirhem kav kadar.
Onlar çiğdemlerin dedikodusunu yapa dursun Deliormanlar alabildiğine keyifli bir bahar yaşıyordu. Ay mart ortalarıydı cemreler düşmüş, bahar kokuları gelmeye başlamış, ağaçlar yeni yapraklanıyor, taze otlar ve kır çiçekleri dağı bayırı kaplıyordu. Ve hayvanları vardı Deliormanların geyikleri, karacaları, kış uykusundan uyandı uyanacak boz ayıları, sürü sürü kurtları vardı. Alıcı kuşları, kerkenezleri, doğanları, şahinleri, dağların sarp kayalıklarında kartalları vardı.
Bir de koyunları ve boynuzları geyiklerle yarışan koçları vardı. Hele, bir gözü kapalı bir gözü açık uyuyan, her daim nöbette beyaz çoban köpekleri vardı ki, namları Tuna boylarına kadar bütün Bulgarya'yı tutmuştu.
Kömürcüleri vardı, ocağı yaktı mı içinden çöp kadar marsık çıkmayan. Meşe palamudu ile pırnallardan kömür ocakları vardı ki korları sabaha kadar bakır mangallarda paşaların beylerin, sarayların mangallarını ısıtan.
Ve kadınları vardı Deliormanların. Sevdaları derya deniz, orman. Sevdi mi yoluna can kurban. Alınları pinezli bilekleri halhallı, elleri kınalı, saçları çift örgü beline kadar genç kızları vardı. Bu aylarda delikanlı kızların ve erkeklerin sevdaları çiçekler açardı. Maniler atılırdı adı bilinmeyen sevgililere, türküler yakılırdı. Deliormanların vadilerinde çın çın öterdi sevdalı genç türküler, maniler. Ve uğuldardı ormanlar delikanlıların gür sesleriyle.
Deliorman Deliorman,
Haddini bil böbürlenme
Bul tez getir sevgilimi
Yoksa hükmün beş dirhem kav kadar.