Demirciler Çarşısı

Stok Kodu:
9786257271448
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
676
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
145,00
9786257271448
742916
Demirciler Çarşısı
Demirciler Çarşısı
145.00

Çukurova Çukurova olalı böyle sıcak görmedi. Sarı sıcaklar kaldırılamaz bir ağırlık gibi çöktü kaldı ovanın düzüne. Çakır dikenlikten inanılmaz çıtırtılar yükselmeye başladı. Binlerce, milyonlarca çakırdikeni aynı anda patladı. Kangallar, bir adam boyu yükselmiş, ortalığı mordan maviye griye çım­kıyan bir renk cümbüşünde dalgalandırırken, birkaç gün içinde dalların ucandaki mor renkli, kendine has biçimleriyle, boynunu bükerek kuruyup kalmıştı, diken yumağını andıran mor çiçekleri. Önce yanık kahverengine, sonra bakır rengine dönerek, sonra da yeşilin yüzünde ak renkli, kalın damarları andıran kenarları dikenlerle çevrili dikenli yapraklarını dö­kerek, kazık kesilmişlerdi sarı sıcaklarda. Hendek kenarlarında boy boy yükseliyordu, arada bir yalım yalım esen yelde, hışırdayarak.

Sonra serçe kuşları geldi, sıvandılar ulu dut ağaç­larının dallarına. Serçe kuşları kürem kürem inip kalkıyor, cıvıltılarıyla ortalığı inanılmaz bir velve­leye veriyorlardı. Sonra sığırcıklar geldi, küçük sarı benekli siyah renkleriyle, doldurdular ortalığı, çon­laştılar zibil yığınlarına.

Çukurova Çukurova olalı böyle sıcak görmedi. Sarı sıcaklar kaldırılamaz bir ağırlık gibi çöktü kaldı ovanın düzüne. Çakır dikenlikten inanılmaz çıtırtılar yükselmeye başladı. Binlerce, milyonlarca çakırdikeni aynı anda patladı. Kangallar, bir adam boyu yükselmiş, ortalığı mordan maviye griye çım­kıyan bir renk cümbüşünde dalgalandırırken, birkaç gün içinde dalların ucandaki mor renkli, kendine has biçimleriyle, boynunu bükerek kuruyup kalmıştı, diken yumağını andıran mor çiçekleri. Önce yanık kahverengine, sonra bakır rengine dönerek, sonra da yeşilin yüzünde ak renkli, kalın damarları andıran kenarları dikenlerle çevrili dikenli yapraklarını dö­kerek, kazık kesilmişlerdi sarı sıcaklarda. Hendek kenarlarında boy boy yükseliyordu, arada bir yalım yalım esen yelde, hışırdayarak.

Sonra serçe kuşları geldi, sıvandılar ulu dut ağaç­larının dallarına. Serçe kuşları kürem kürem inip kalkıyor, cıvıltılarıyla ortalığı inanılmaz bir velve­leye veriyorlardı. Sonra sığırcıklar geldi, küçük sarı benekli siyah renkleriyle, doldurdular ortalığı, çon­laştılar zibil yığınlarına.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat