Demokrasi, insanın Allah'ın mülkünde, Allah'ın buyruğundan, emir ve yasaklarından kurtulmaya çalışıp, kendi nefsine göre bir yaşam tarzı kurmaya çalışmasıdır. Demokrasi dediğimiz aldatmacanın çıkış noktası, Yunan mitolojisindeki tanrılarla insanlar arasında egemenlik savaşıyla başlar. Mitoloji dönemlerimden günümüz demokrasilerine kadar, tanrıların insanların hayatlarının belirleyicisi olamayacağı düşüncesi hâkimdir.
Demokrasi kültürünün ahlâki değerleri de Antik Yunan toplumuna, Antik Yunan toplumunun ahlak anlayışının da Yunan mitolojisindeki ahlaksız ve sapık Yunan tanrılarının yaşantısına kadar uzandığını açıkça görüyoruz.
Demokratik sistemler, halkın, kendi kendini yönettiklerini zannettiği bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Her demokratik sistem, aslında birtakım güç odaklarının hakim olduğu rejimin adıdır. Halk, seçimle birilerini seçmeyle kendisini egemen zannedebilir. Ama gerçekte ise öyle değildir.
Demokrasi, özgürlük ve insanlık (!) adına müdahaleler, emperyalizmin en büyük ve en etkili pazarlama yöntemidir. Batı emperyalizmin psikolojik temelinde sadizm yatar. Sadizmin de en kestirme tanımı ‘'zulümden haz alma''dır. Sömürü, katliam ve asimilasyon Batı medeniyetinin derinliklerinde, mayasında ve kültüründe var. Bu özellikler halen günümüzde dipdiri duruyor. Bütün bu azgınlıklarını, zulümlerini ve sömürülerini demokrasi maskesiyle örtmeye çalışmaktadırlar. Dünyayı kana bulayan küresel, demokratik, emperyalist zalimler, bir gün mutlaka devrileceklerini göreceklerdir.
Demokrasi, insanın Allah'ın mülkünde, Allah'ın buyruğundan, emir ve yasaklarından kurtulmaya çalışıp, kendi nefsine göre bir yaşam tarzı kurmaya çalışmasıdır. Demokrasi dediğimiz aldatmacanın çıkış noktası, Yunan mitolojisindeki tanrılarla insanlar arasında egemenlik savaşıyla başlar. Mitoloji dönemlerimden günümüz demokrasilerine kadar, tanrıların insanların hayatlarının belirleyicisi olamayacağı düşüncesi hâkimdir.
Demokrasi kültürünün ahlâki değerleri de Antik Yunan toplumuna, Antik Yunan toplumunun ahlak anlayışının da Yunan mitolojisindeki ahlaksız ve sapık Yunan tanrılarının yaşantısına kadar uzandığını açıkça görüyoruz.
Demokratik sistemler, halkın, kendi kendini yönettiklerini zannettiği bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Her demokratik sistem, aslında birtakım güç odaklarının hakim olduğu rejimin adıdır. Halk, seçimle birilerini seçmeyle kendisini egemen zannedebilir. Ama gerçekte ise öyle değildir.
Demokrasi, özgürlük ve insanlık (!) adına müdahaleler, emperyalizmin en büyük ve en etkili pazarlama yöntemidir. Batı emperyalizmin psikolojik temelinde sadizm yatar. Sadizmin de en kestirme tanımı ‘'zulümden haz alma''dır. Sömürü, katliam ve asimilasyon Batı medeniyetinin derinliklerinde, mayasında ve kültüründe var. Bu özellikler halen günümüzde dipdiri duruyor. Bütün bu azgınlıklarını, zulümlerini ve sömürülerini demokrasi maskesiyle örtmeye çalışmaktadırlar. Dünyayı kana bulayan küresel, demokratik, emperyalist zalimler, bir gün mutlaka devrileceklerini göreceklerdir.