Demokrasi ve Totalitarizm tam da zamanında yeniden yayımlandı. Dünyamız, 1989'daki demokratikleşme dalgasından sonra Arap âlemindeki diktatörlüklerin yıkılmaya başlamasıyla yeni bir demokratikleşme dalgasının içine girdi.
Totalitarizm son kalelerini de kaybediyor. İlk insandan günümüze kadar süren demokrasi-totalitarizm kavgası belki de son kavşağına girdi. Demokrasi, evrensel zaferini ilan etmek üzere…
Daha önceki ve mevcut dalgayı anlayabilmek için Demokrasi ve Totalitarizm'i yeniden okumanın tam zamanı. Olup bitenleri teorik bir zemine oturtabilmek ve geleceğe dönük öngörülerde bulunabilmek için bu kitabı yeniden ve yineden okumak gerekiyor.
Kaddafi'nin ekranlarda Yeşil Kitab'ı okuyup ardından estirdiği terörü anlayabilmek için bu kitabın “ideoloji ve terör” bahsini tekrar tekrar okumak gerekiyor. Türkiye'deki rejimin laik değil ideolojik olduğunu görebilmek için de. Aron bu kitabında, Arendt'in “sistematik yalancılığa dayalı bir rejim” olarak nitelediği totalitarizmi Sovyet örneğinden yola çıkarak derinlemesine ve genişlemesine sıkı bir eleştiriye tabi tutuyor ve demokrasinin üstünlüğünü gösteriyor.
Demokrasi ve Totalitarizm tam da zamanında yeniden yayımlandı. Dünyamız, 1989'daki demokratikleşme dalgasından sonra Arap âlemindeki diktatörlüklerin yıkılmaya başlamasıyla yeni bir demokratikleşme dalgasının içine girdi.
Totalitarizm son kalelerini de kaybediyor. İlk insandan günümüze kadar süren demokrasi-totalitarizm kavgası belki de son kavşağına girdi. Demokrasi, evrensel zaferini ilan etmek üzere…
Daha önceki ve mevcut dalgayı anlayabilmek için Demokrasi ve Totalitarizm'i yeniden okumanın tam zamanı. Olup bitenleri teorik bir zemine oturtabilmek ve geleceğe dönük öngörülerde bulunabilmek için bu kitabı yeniden ve yineden okumak gerekiyor.
Kaddafi'nin ekranlarda Yeşil Kitab'ı okuyup ardından estirdiği terörü anlayabilmek için bu kitabın “ideoloji ve terör” bahsini tekrar tekrar okumak gerekiyor. Türkiye'deki rejimin laik değil ideolojik olduğunu görebilmek için de. Aron bu kitabında, Arendt'in “sistematik yalancılığa dayalı bir rejim” olarak nitelediği totalitarizmi Sovyet örneğinden yola çıkarak derinlemesine ve genişlemesine sıkı bir eleştiriye tabi tutuyor ve demokrasinin üstünlüğünü gösteriyor.