“Dünyanın kayıtsızlığına kayıtsız kalmayan bir yazar.”
– Guardian
Max Morden, karısının ölümüyle birlikte yüreğinde onulmaz bir acıyla kalakalan bir adam, yetişkin kızıyla bağları koptu kopacak bir baba ve güya Fransız ressam Pierre Bonnard hakkında monografi yazmakla uğraşan bir sanat tarihçisi. Çocukken ailesiyle birlikte gittiği bir sahil kasabasında konaklıyor. Anılarındaysa Chloe ve Myles adlı ikiz kardeşlerin esrarlı hikâyesi var. Hafızasını yokladıkça gemi azıya alan düşlem gücü, olmadık menfezlerde başıboş gezinirken, durgun çalkantısız denizin üzerindeki pus da ağır ağır kalkmaya başlıyor.
Sevgi, keder ve hatırlama üzerine kurulu, dehşet ile mizahın kusursuz bir şekilde dengelendiği, bir solukta okuyacağınız dorukta bir yapıt.
“Dünyanın kayıtsızlığına kayıtsız kalmayan bir yazar.”
– Guardian
Max Morden, karısının ölümüyle birlikte yüreğinde onulmaz bir acıyla kalakalan bir adam, yetişkin kızıyla bağları koptu kopacak bir baba ve güya Fransız ressam Pierre Bonnard hakkında monografi yazmakla uğraşan bir sanat tarihçisi. Çocukken ailesiyle birlikte gittiği bir sahil kasabasında konaklıyor. Anılarındaysa Chloe ve Myles adlı ikiz kardeşlerin esrarlı hikâyesi var. Hafızasını yokladıkça gemi azıya alan düşlem gücü, olmadık menfezlerde başıboş gezinirken, durgun çalkantısız denizin üzerindeki pus da ağır ağır kalkmaya başlıyor.
Sevgi, keder ve hatırlama üzerine kurulu, dehşet ile mizahın kusursuz bir şekilde dengelendiği, bir solukta okuyacağınız dorukta bir yapıt.