Deniz Bilgin'in, yerleşik sanat çevreleriyle yıllar boyunca bir türlü kurulamayan, kurulduğunda da pek gelişemeyen bir ilişkisi oldu. Kuşkusuz bunda, bir takım özel nedenlerin, tercihlerin yanı sıra, onun ürettiği işlerin ''tuhaf''lığının da önemli bir payı vardı. Bu ''tuhaf''lığı, rahatsız edici bir aykırılık ya da muhaliflikten çok, sanat dünyamızın tanıtım-eleştiri alışkanlıklarını zorlayan bir özgünlük olarak yorumlamak gerekiyor. Deniz Bilgin'in işleri, bir resim geleneği ile açık ya da örtük herhangi bir hesaplaşmaya girmediğinden, sanat üretimiyle ilgili belirgin bir tutum, hatta niyet ortaya konmadığından, neredeyse hiçbir kavramsal bilgi yükü taşımadığından, kısacası 'anlamlandırılmayı umursamaz' tavrından dolayı, özellikle ve öncelikle profesyonel izleyiciye zor gelen işler oldu hep. Bugün Deniz Bilgin'in resimlerine toplu olarak baktığımızda, alıştığımız türden entelektüel zorluklarını içermelerine karşın, büyük olasılıkla çok 'öznel' oldukları için bizi zor durumda bırakan, yabansı bir özgünlük ile karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görüyoruz.
Deniz Bilgin'in, yerleşik sanat çevreleriyle yıllar boyunca bir türlü kurulamayan, kurulduğunda da pek gelişemeyen bir ilişkisi oldu. Kuşkusuz bunda, bir takım özel nedenlerin, tercihlerin yanı sıra, onun ürettiği işlerin ''tuhaf''lığının da önemli bir payı vardı. Bu ''tuhaf''lığı, rahatsız edici bir aykırılık ya da muhaliflikten çok, sanat dünyamızın tanıtım-eleştiri alışkanlıklarını zorlayan bir özgünlük olarak yorumlamak gerekiyor. Deniz Bilgin'in işleri, bir resim geleneği ile açık ya da örtük herhangi bir hesaplaşmaya girmediğinden, sanat üretimiyle ilgili belirgin bir tutum, hatta niyet ortaya konmadığından, neredeyse hiçbir kavramsal bilgi yükü taşımadığından, kısacası 'anlamlandırılmayı umursamaz' tavrından dolayı, özellikle ve öncelikle profesyonel izleyiciye zor gelen işler oldu hep. Bugün Deniz Bilgin'in resimlerine toplu olarak baktığımızda, alıştığımız türden entelektüel zorluklarını içermelerine karşın, büyük olasılıkla çok 'öznel' oldukları için bizi zor durumda bırakan, yabansı bir özgünlük ile karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görüyoruz.