Bu kitapta, Ermenilerin tarihî gerçekliklerle yüzleşmelerini sağlayacak, önemli itiraflar, belgeler, raporlar ve kayıtlar, daha önce yapılmayan bir şekilde, basın ve medyanın propaganda amaçlı nasıl düşmanca kullanılabileceğini de gözler önüne sererek farklı bir perspektifle ele alınıyor. Bu yüzleşme yapılırken, günümüzde Ermenistan adını taşıyan bir devletin ve halkının, asılsız iddialarla, yalanlarla ve hangi duygu ve düşüncelerle hayata tutundukları, diasporaErmenilerinin barışı ve huzuru dışlayan tavır ve davranışlarıyla, bu olumsuz yaşam şeklinin sürmesi için, ne tür çabalar gösterdiklerini de, Ermeni terör ve şiddetinin ana nedenlerinin temelinde bulacaksınız. Ermenilerin, kendilerine yapılanları soykırım olarak tüm dünyaya yalan ve iftiralarla lanse ederken, günümüzde yaşanan barış ve istikrara karşı olan düşmanlıkların da temel unsurlarından biri oldukları gerçeği ile yüzleşmeleri kaçınılmazdır.
Bir bakıma Ermenilerin kendi tarihleri ile yüzleşmelerine katkı yapacak olan bu kitap, diğer taraftan da, Ermeni iddialarına karşı gerek Osmanlı Devleti'nin gerekse Türkiye Cumhuriyeti'nin, hangi alanlarda ne tür eksiklikleri olduğunu, yapılması gerekip de zamanında yapılmayanları da gözler önüne sermektedir.
Bir ülkenin ve milletin gücü, salt nüfusu ile değil, beşeri nüfusunun nitelikleri, gerek bireysel gerekse bütünsel olarak yarattığı etki ve mücadele bilinci ile doğru orantılı olduğu unutulmamalıdır. Bu gücün oluşmasındaki temel unsur ise, yetişen nesillerin tarihinden kopuk ve bihaber olmamasıdır.
Bu kitapta, Ermenilerin tarihî gerçekliklerle yüzleşmelerini sağlayacak, önemli itiraflar, belgeler, raporlar ve kayıtlar, daha önce yapılmayan bir şekilde, basın ve medyanın propaganda amaçlı nasıl düşmanca kullanılabileceğini de gözler önüne sererek farklı bir perspektifle ele alınıyor. Bu yüzleşme yapılırken, günümüzde Ermenistan adını taşıyan bir devletin ve halkının, asılsız iddialarla, yalanlarla ve hangi duygu ve düşüncelerle hayata tutundukları, diasporaErmenilerinin barışı ve huzuru dışlayan tavır ve davranışlarıyla, bu olumsuz yaşam şeklinin sürmesi için, ne tür çabalar gösterdiklerini de, Ermeni terör ve şiddetinin ana nedenlerinin temelinde bulacaksınız. Ermenilerin, kendilerine yapılanları soykırım olarak tüm dünyaya yalan ve iftiralarla lanse ederken, günümüzde yaşanan barış ve istikrara karşı olan düşmanlıkların da temel unsurlarından biri oldukları gerçeği ile yüzleşmeleri kaçınılmazdır.
Bir bakıma Ermenilerin kendi tarihleri ile yüzleşmelerine katkı yapacak olan bu kitap, diğer taraftan da, Ermeni iddialarına karşı gerek Osmanlı Devleti'nin gerekse Türkiye Cumhuriyeti'nin, hangi alanlarda ne tür eksiklikleri olduğunu, yapılması gerekip de zamanında yapılmayanları da gözler önüne sermektedir.
Bir ülkenin ve milletin gücü, salt nüfusu ile değil, beşeri nüfusunun nitelikleri, gerek bireysel gerekse bütünsel olarak yarattığı etki ve mücadele bilinci ile doğru orantılı olduğu unutulmamalıdır. Bu gücün oluşmasındaki temel unsur ise, yetişen nesillerin tarihinden kopuk ve bihaber olmamasıdır.