1951 yılında Hatay Dörtyol'da doğdu. 1980 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun oldu. Bir kamu kurumunda jeoloji mühendisi olarak çalışırken 2016 yılında emekli oldu. Bunun yanında edebiyat çalışmaları devam etmektedir.
“Sabah oldu... Dehşete düştüm! Güzelim şehir, harabeye dönmüş, dört yanımda hayaletler dolaşır gibiydi. Çoğu binalar yerle bir olmuş enkaz yığını... Eğreti duran binalar, yıkıldım yıkılacak! İnsanlar şaşkın, ne yaptığını bilmez bir hâlde çırpınıyor, figan ediyor; ama nafile! Çok kötü vurmuştu!
Yine vurdu... Toprak, dalgalanıp yarıldı... Simsiyah ağladı! Toprağın bağrındaki yarıklar, gönül yarası olarak kalacaktı! Sanki hançerlenmiş de, oyulmuş kanıyordu!”
“Sonsuza uçuşan hayat levhalarının sonunu bulamazsın; onlar, bir nokta, bir zerre ve görünmeyen bir şey oluncaya kadar dizilirler... Onun derinliklerine ulaşmak, gizemli bir bilinmeyendir; gerçek amaca da erişmek, sonuçta çirkefin içine de düşmek var... Sen, Sen ol! Billursu aydınlık pınarının başını tercih et, et; işte buraya zamanı gelince, hayali bile zor mu zor güzellikler dizilecektir, dizilecektir!”
Yazar, o günleri böyle anlatıyordu... Bu eser, o günlerin dehşetini, acılarını, sessiz çığlığını; sevgileri, sevenleri ve buna rağmen hayatın karşı konulamayan sürprizlerini de akıcı bir üslupla sunuyor... Okuyun, mutlaka beğeneceksiniz.
Bu yazdıklarımdan yararlanarak yayın kurallarına göre size uygun kompozisyon oluşturabilirsiniz.
Kapak tasarımını beğendim. Mum ışığı! Karanlık bir gece! Kibrit ve mum! Ömür ve ışık! Deprem anı ve insan!
Bu notları, bir kanalda gösterilen “San Andreas Fayı” adlı filmi seyrederken yazıyorum. Etkilenmemek elde değil, gayet güzel bir film, emek verilmiş doğrusu.
İlginize teşekkür ederim. Hazırlığını yaptığım “Gerçek Yaşam Hikâyeleri” adlı seriler için de tasarım yaparsınız. Sevinçleri paylaşan bir aile gözüyle… Nice yıllara…
Sevinçlerin ümidiyle yaşamak ne güzel! Sevgiyle bir ömre gülümseyen yüz olmak… Ya, geride kalan hoş bir seda!
Hoşça kalın…
1951 yılında Hatay Dörtyol'da doğdu. 1980 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun oldu. Bir kamu kurumunda jeoloji mühendisi olarak çalışırken 2016 yılında emekli oldu. Bunun yanında edebiyat çalışmaları devam etmektedir.
“Sabah oldu... Dehşete düştüm! Güzelim şehir, harabeye dönmüş, dört yanımda hayaletler dolaşır gibiydi. Çoğu binalar yerle bir olmuş enkaz yığını... Eğreti duran binalar, yıkıldım yıkılacak! İnsanlar şaşkın, ne yaptığını bilmez bir hâlde çırpınıyor, figan ediyor; ama nafile! Çok kötü vurmuştu!
Yine vurdu... Toprak, dalgalanıp yarıldı... Simsiyah ağladı! Toprağın bağrındaki yarıklar, gönül yarası olarak kalacaktı! Sanki hançerlenmiş de, oyulmuş kanıyordu!”
“Sonsuza uçuşan hayat levhalarının sonunu bulamazsın; onlar, bir nokta, bir zerre ve görünmeyen bir şey oluncaya kadar dizilirler... Onun derinliklerine ulaşmak, gizemli bir bilinmeyendir; gerçek amaca da erişmek, sonuçta çirkefin içine de düşmek var... Sen, Sen ol! Billursu aydınlık pınarının başını tercih et, et; işte buraya zamanı gelince, hayali bile zor mu zor güzellikler dizilecektir, dizilecektir!”
Yazar, o günleri böyle anlatıyordu... Bu eser, o günlerin dehşetini, acılarını, sessiz çığlığını; sevgileri, sevenleri ve buna rağmen hayatın karşı konulamayan sürprizlerini de akıcı bir üslupla sunuyor... Okuyun, mutlaka beğeneceksiniz.
Bu yazdıklarımdan yararlanarak yayın kurallarına göre size uygun kompozisyon oluşturabilirsiniz.
Kapak tasarımını beğendim. Mum ışığı! Karanlık bir gece! Kibrit ve mum! Ömür ve ışık! Deprem anı ve insan!
Bu notları, bir kanalda gösterilen “San Andreas Fayı” adlı filmi seyrederken yazıyorum. Etkilenmemek elde değil, gayet güzel bir film, emek verilmiş doğrusu.
İlginize teşekkür ederim. Hazırlığını yaptığım “Gerçek Yaşam Hikâyeleri” adlı seriler için de tasarım yaparsınız. Sevinçleri paylaşan bir aile gözüyle… Nice yıllara…
Sevinçlerin ümidiyle yaşamak ne güzel! Sevgiyle bir ömre gülümseyen yüz olmak… Ya, geride kalan hoş bir seda!
Hoşça kalın…