“Saçlarımı kesmeliydim, onlar da yoruyordu beni. Bana ağır gelen, üstümde yük olan her şeyden kurtulacaktım. Sıcak su akarken keseyi aldım, yarım saat hiç durmadan kendimi keseledim. Bunu bazen günde üç defa yapıyordum. Mesela bu da benimle mezara gidecek bir sırdı, terapilerimde bile söylemedim. Kendimi ancak derimi yüzercesine yıkadığımda temiz ve insan içine çıkacak şekilde hissediyordum.”
Aile nedir? Anne, baba ve çocuktan ibaret olan bir yapı taşı mıdır? Bir tek tanım, gerçek bir aile olmanın gerçekliğini açıklamak için yeterli midir? Peki kan bağı... Aile olmak için sahiden gerekli midir?
Kaderleri aileleri tarafından çizilmiş dört karakter... Dört farklı kalpte tek bir acı; çocuklukları. Çocukluktan yetişkinliğe, yetişkinlikten ebeveynliğe uzanan bu hayat çizelgesinde, her son bir başlangıca gebe. Nitekim çocukluğun sancısı, etkiler bizi aldığımız her nefeste. Bu kısır döngünün kırılması için birbirlerinin kanayan yaralarına merhem olan hayatları okurken ellerinizi vicdanınıza koymaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Çocukluk bir yara değil, neşe saçan kahkahalar olsun. Bütün çocuklarımıza uzanan kötü eller, yazarın kaleminden akan kan damlaları ile son bulsun...
“Çocukları öldürdüler, kimse temizim demesin.”
-Şükrü ERBAŞ
“Saçlarımı kesmeliydim, onlar da yoruyordu beni. Bana ağır gelen, üstümde yük olan her şeyden kurtulacaktım. Sıcak su akarken keseyi aldım, yarım saat hiç durmadan kendimi keseledim. Bunu bazen günde üç defa yapıyordum. Mesela bu da benimle mezara gidecek bir sırdı, terapilerimde bile söylemedim. Kendimi ancak derimi yüzercesine yıkadığımda temiz ve insan içine çıkacak şekilde hissediyordum.”
Aile nedir? Anne, baba ve çocuktan ibaret olan bir yapı taşı mıdır? Bir tek tanım, gerçek bir aile olmanın gerçekliğini açıklamak için yeterli midir? Peki kan bağı... Aile olmak için sahiden gerekli midir?
Kaderleri aileleri tarafından çizilmiş dört karakter... Dört farklı kalpte tek bir acı; çocuklukları. Çocukluktan yetişkinliğe, yetişkinlikten ebeveynliğe uzanan bu hayat çizelgesinde, her son bir başlangıca gebe. Nitekim çocukluğun sancısı, etkiler bizi aldığımız her nefeste. Bu kısır döngünün kırılması için birbirlerinin kanayan yaralarına merhem olan hayatları okurken ellerinizi vicdanınıza koymaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Çocukluk bir yara değil, neşe saçan kahkahalar olsun. Bütün çocuklarımıza uzanan kötü eller, yazarın kaleminden akan kan damlaları ile son bulsun...
“Çocukları öldürdüler, kimse temizim demesin.”
-Şükrü ERBAŞ