Derin Tarih Özel Sayı: 20

Stok Kodu:
3990000075527
Boyut:
22.00x30.00
Sayfa Sayısı:
184
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
39,00
3990000075527
759867
Derin Tarih Özel Sayı: 20
Derin Tarih Özel Sayı: 20
39.00

Acaba Bâbürlü mimarisinin birbirinden gösterişli âbidelerini Hindistan haritasından tamamen silsek, geriye ne kalırdı? Düşünsenize: Delhi'de Kızıl Kale, Cuma Mescidi, Hümâyûn Türbesi, Safdar Ceng Türbesi yok… Agra'da Tac Mahal, İ'timâdüddevle Türbesi, Cuma Mescidi, Kale, Mûtî Mescid yok… Fetihpûr Sikri'de Cuma Mescidi, Kale, Saraylar, taraçalı bahçeler yok… Bu tahayyülü diğer bütün tarihî şehirler ve bölgeler için (Leknev, Allahâbâd, Ecmîr, Bengal, Haydarâbâd vb.) deneyebilirsiniz. Hindistan'ın neredeyse her şehrinin siluetini bir Bâbürlü eseri tamamladığından, onları çıkardığınızda geriye pek çok yönden birbirine benzeyen, sıradan tablolar kalır. Bu hakikat sebebiyledir ki, sadece turistler değil, Hindistan devletinin bütün resmî misafirleri de mutlaka Agra'ya gitmek ve Tac Mahal'in ünlü manzarası önünde fotoğraf çektirmek ister. 1526'dan 1858'e kadar Hint Alt Kıtası'nda İslâm'ın bayraktarlığını yapan Bâbürlüler, günümüzde Hindistan'ın tarihî ve kültürel kimliğinin ana ve ayrılmaz parçasına dönüşmüştür. Sadece mimarî sahasında değil; kültür, sanat, edebiyat, estetik, peyzaj ve hatta gastronomide Bâbürlülerin Hindistan'a vurduğu mühür, sökülüp kazınamayacak kadar derine işlemiştir. Bundan önceki özel sayımızda Delhi Türk Sultanlığı'nı ele almış, böylece 1000'li yılların başından itibaren Hindistan ve çevresindeki topraklarda İslâm'ın bir medeniyet haline geliş sürecine odaklanmıştık. Ancak bu serüvenin, mutlaka bilinmesi gereken bir de devamı ve zirvesi vardı: Bâbürlüler. Devamını
Derin Tarih
'in 20. özel sayısının sayfalarında bulabilirsiniz.

Acaba Bâbürlü mimarisinin birbirinden gösterişli âbidelerini Hindistan haritasından tamamen silsek, geriye ne kalırdı? Düşünsenize: Delhi'de Kızıl Kale, Cuma Mescidi, Hümâyûn Türbesi, Safdar Ceng Türbesi yok… Agra'da Tac Mahal, İ'timâdüddevle Türbesi, Cuma Mescidi, Kale, Mûtî Mescid yok… Fetihpûr Sikri'de Cuma Mescidi, Kale, Saraylar, taraçalı bahçeler yok… Bu tahayyülü diğer bütün tarihî şehirler ve bölgeler için (Leknev, Allahâbâd, Ecmîr, Bengal, Haydarâbâd vb.) deneyebilirsiniz. Hindistan'ın neredeyse her şehrinin siluetini bir Bâbürlü eseri tamamladığından, onları çıkardığınızda geriye pek çok yönden birbirine benzeyen, sıradan tablolar kalır. Bu hakikat sebebiyledir ki, sadece turistler değil, Hindistan devletinin bütün resmî misafirleri de mutlaka Agra'ya gitmek ve Tac Mahal'in ünlü manzarası önünde fotoğraf çektirmek ister. 1526'dan 1858'e kadar Hint Alt Kıtası'nda İslâm'ın bayraktarlığını yapan Bâbürlüler, günümüzde Hindistan'ın tarihî ve kültürel kimliğinin ana ve ayrılmaz parçasına dönüşmüştür. Sadece mimarî sahasında değil; kültür, sanat, edebiyat, estetik, peyzaj ve hatta gastronomide Bâbürlülerin Hindistan'a vurduğu mühür, sökülüp kazınamayacak kadar derine işlemiştir. Bundan önceki özel sayımızda Delhi Türk Sultanlığı'nı ele almış, böylece 1000'li yılların başından itibaren Hindistan ve çevresindeki topraklarda İslâm'ın bir medeniyet haline geliş sürecine odaklanmıştık. Ancak bu serüvenin, mutlaka bilinmesi gereken bir de devamı ve zirvesi vardı: Bâbürlüler. Devamını
Derin Tarih
'in 20. özel sayısının sayfalarında bulabilirsiniz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat