Azerbaycan'ın genç edebiyatçılarından Günel Şamilkızı'nın kendine özgü, farklı bir bakış açısıyla yazdığı hikâyeler hem küçükler hem de büyükler için bir solukta okunacak türden. Akıcı ve merak uyandırıcı bu hikâyeleri okurken masalımsı bir dünyanın kapısını aralayacak, o kapıdan içeri girmeye can atacaksınız.
“Neredeyse her cümlenin başında ‘Dev olsam ne fark eder?' diyorsun.”
“Çünkü ben dev olmak istemeyen devim. Çünkü bu gördüğün mahlûku hemcinsleri kabul etmiyor. Ben elma yiyen devim.”
“Hiç insan yemedin mi?”
“Önceleri yedim.”
“Neden vazgeçtin?”
“Onlarla konuşmaya başladım.”
“Ne anlattılar ki?”
“Hiçbir şey. Kendilerini… Hayatlarında olan bitenleri… İçlerinde artık tutamadıkları, can yakan sırları… Ya korkudan ya da artık ölüp kimseye anlatamayacaklar diye.”
Azerbaycan'ın genç edebiyatçılarından Günel Şamilkızı'nın kendine özgü, farklı bir bakış açısıyla yazdığı hikâyeler hem küçükler hem de büyükler için bir solukta okunacak türden. Akıcı ve merak uyandırıcı bu hikâyeleri okurken masalımsı bir dünyanın kapısını aralayacak, o kapıdan içeri girmeye can atacaksınız.
“Neredeyse her cümlenin başında ‘Dev olsam ne fark eder?' diyorsun.”
“Çünkü ben dev olmak istemeyen devim. Çünkü bu gördüğün mahlûku hemcinsleri kabul etmiyor. Ben elma yiyen devim.”
“Hiç insan yemedin mi?”
“Önceleri yedim.”
“Neden vazgeçtin?”
“Onlarla konuşmaya başladım.”
“Ne anlattılar ki?”
“Hiçbir şey. Kendilerini… Hayatlarında olan bitenleri… İçlerinde artık tutamadıkları, can yakan sırları… Ya korkudan ya da artık ölüp kimseye anlatamayacaklar diye.”