Hayat tam anlamıyla devletin alanında devam eder. Devlet başta Siyaset olmak üzere, Felsefede, Bilimde, her yerdedir. Günlük hayatın her yerindedir. Sosyal hayatın bütün ilişkileriyle iç içe geçmiştir. Devlet siyasetin ve kamu yönetiminin tâ kendisidir. Poulantzas'ın deyişiyle “Bugün devlet iktidarından kurtulabilen ama aynı zamanda ondan söz etmeyen kimse var mıdır? Tabiî söz etmek yeterli değildir. Anlamaya, bilmeye ve açıklamaya çalışmak söz konusudur”.
Yaşayan en önemli devlet kuramcılarından biri olan B. Jessop bu kitapta, her yerde olan devleti anlama-bilme-açıklama yöntemini göstermeye çalışıyor.
Jessop'a göre “Devletin rolü ve niteliği hakkındaki tartışmalar, modern politikaların merkezinde yer almaktadır. Bununla birlikte, devletin kendisini tanımlamak zordur ve devlet kavramı bir dizi tarihsel yoruma tâbidir. Dolayısıyla yöntem olarak, devlet ve devlet iktidarı üzerine kuramsal çalışma yürütürken, devlet kavramının anlamı ve içeriğindeki sürekli değişmeyi dikkate almalı ve devlet kuramının yenilenme ihtiyacını göstermek gerekmektedir.”
Bu kitapta, devletin soy kütüğü, ulus-devlet, devlet formasyonları, devletlerin dönemleştirilmesi, çağdaş devletler (Liberal Demokrasi, “İstisnaî” ve “Yeni Normal” devlet, Haydut devlet, iktidar yitimine uğrayan devlet) mevcut devlet yapılarının geleceği ve Yönetim + Yönetişim kavramları üzerine analizlerde bulunan Jessop, analizlerini ve yöntemini aşağıdaki sorular çerçevesinde giriştiği tartışmayla destekliyor:
Devlet en iyi; yasal biçimleri, zor kullanma kapasiteleri, kurumsal mahiyeti, sınırları, içsel işleyişleri veya uluslararası sistem içerisindeki egemen konumu üzerinden mi tanımlanır?
Devlet, bir özne, sosyal ilişki veya siyasal eylem yönelimine yardımcı olan bir inşa mıdır?
Devlet ve hukuk, devlet ve siyaset, devlet ve sivil toplum, özel ve kamu, devlet iktidarı ve mikro iktidar ilişkileri arasında ne tür bir ilişki vardır?
Devlet en iyi; yalıtılmış biçimde mi, siyasal sistemin bir parçası olarak mı yoksa daha geniş bir toplumsal biçimlenişin ve hatta dünya toplumunun bir bileşeni olarak mı incelenebilir?
Devletler ülkesel ve zamansal bir egemenlik boyutuna sahip midirler, veya kurumsal karar almada ve icraî düzeyde, özerk midirler ve eğer öyleyse bu egemenlik veya özerkliğin kaynakları ve sınırları nelerdir?
Bu kitapta ayrıntılarıyla işlenen “istisnaî devlet” kavramı, bütün olgularıyla birlikte hâlâ o acılı “uzun 20. yüzyıl”ı yaşamaya devam eden Türkiye'yi çok ilgilendiriyor.
Hayat tam anlamıyla devletin alanında devam eder. Devlet başta Siyaset olmak üzere, Felsefede, Bilimde, her yerdedir. Günlük hayatın her yerindedir. Sosyal hayatın bütün ilişkileriyle iç içe geçmiştir. Devlet siyasetin ve kamu yönetiminin tâ kendisidir. Poulantzas'ın deyişiyle “Bugün devlet iktidarından kurtulabilen ama aynı zamanda ondan söz etmeyen kimse var mıdır? Tabiî söz etmek yeterli değildir. Anlamaya, bilmeye ve açıklamaya çalışmak söz konusudur”.
Yaşayan en önemli devlet kuramcılarından biri olan B. Jessop bu kitapta, her yerde olan devleti anlama-bilme-açıklama yöntemini göstermeye çalışıyor.
Jessop'a göre “Devletin rolü ve niteliği hakkındaki tartışmalar, modern politikaların merkezinde yer almaktadır. Bununla birlikte, devletin kendisini tanımlamak zordur ve devlet kavramı bir dizi tarihsel yoruma tâbidir. Dolayısıyla yöntem olarak, devlet ve devlet iktidarı üzerine kuramsal çalışma yürütürken, devlet kavramının anlamı ve içeriğindeki sürekli değişmeyi dikkate almalı ve devlet kuramının yenilenme ihtiyacını göstermek gerekmektedir.”
Bu kitapta, devletin soy kütüğü, ulus-devlet, devlet formasyonları, devletlerin dönemleştirilmesi, çağdaş devletler (Liberal Demokrasi, “İstisnaî” ve “Yeni Normal” devlet, Haydut devlet, iktidar yitimine uğrayan devlet) mevcut devlet yapılarının geleceği ve Yönetim + Yönetişim kavramları üzerine analizlerde bulunan Jessop, analizlerini ve yöntemini aşağıdaki sorular çerçevesinde giriştiği tartışmayla destekliyor:
Devlet en iyi; yasal biçimleri, zor kullanma kapasiteleri, kurumsal mahiyeti, sınırları, içsel işleyişleri veya uluslararası sistem içerisindeki egemen konumu üzerinden mi tanımlanır?
Devlet, bir özne, sosyal ilişki veya siyasal eylem yönelimine yardımcı olan bir inşa mıdır?
Devlet ve hukuk, devlet ve siyaset, devlet ve sivil toplum, özel ve kamu, devlet iktidarı ve mikro iktidar ilişkileri arasında ne tür bir ilişki vardır?
Devlet en iyi; yalıtılmış biçimde mi, siyasal sistemin bir parçası olarak mı yoksa daha geniş bir toplumsal biçimlenişin ve hatta dünya toplumunun bir bileşeni olarak mı incelenebilir?
Devletler ülkesel ve zamansal bir egemenlik boyutuna sahip midirler, veya kurumsal karar almada ve icraî düzeyde, özerk midirler ve eğer öyleyse bu egemenlik veya özerkliğin kaynakları ve sınırları nelerdir?
Bu kitapta ayrıntılarıyla işlenen “istisnaî devlet” kavramı, bütün olgularıyla birlikte hâlâ o acılı “uzun 20. yüzyıl”ı yaşamaya devam eden Türkiye'yi çok ilgilendiriyor.