Toplumsal yaşamın her alanında, sürekli olarak karşımıza çıkan bir olgudur devlet. Ama, gerçekte devlet nedir? Toplumun tümüne hizmet eden bir aygıt mı, yoksa egemen sınıfın baskı aracı mı ya da toplumu haraca kesen, asalak bir örgüt müdür?
Cem Eroğul bu kitapta, işte bu tüm sorulara yanıt bulmaya çalışıyor. Bunun için, Marksist kuramın temel araçlarını, kendine göre yorumlayarak kullanıyor. Çözümlemeleri ister soyut ister somut düzeyde olsun, devleti hep içinde yer aldığı toplumsal gerçeklikle birlikte incelemeye özen gösteriyor. Böylece de, geçmişte kaldığı öne sürülen Marksist kuramın, toplumsal gerçekleri kavramak için, günümüzde de, nasıl vazgeçilmez bir düşünce aracı olduğunu gözler önüne seriyor.
Toplumsal yaşamın her alanında, sürekli olarak karşımıza çıkan bir olgudur devlet. Ama, gerçekte devlet nedir? Toplumun tümüne hizmet eden bir aygıt mı, yoksa egemen sınıfın baskı aracı mı ya da toplumu haraca kesen, asalak bir örgüt müdür?
Cem Eroğul bu kitapta, işte bu tüm sorulara yanıt bulmaya çalışıyor. Bunun için, Marksist kuramın temel araçlarını, kendine göre yorumlayarak kullanıyor. Çözümlemeleri ister soyut ister somut düzeyde olsun, devleti hep içinde yer aldığı toplumsal gerçeklikle birlikte incelemeye özen gösteriyor. Böylece de, geçmişte kaldığı öne sürülen Marksist kuramın, toplumsal gerçekleri kavramak için, günümüzde de, nasıl vazgeçilmez bir düşünce aracı olduğunu gözler önüne seriyor.