Dil öğreticileri; uygulamanın merkezinde yer alıp program geliştirmeden, ders tasarımına, materyal hazırlamadan onların sınıfta kullanımına ve sınıf yönetimine, ölçme ve değerlendirmeden kuramsal bilgi üretimine kadar geniş bir üretici ve uygulayıcı rol üstlenirler. Dil öğreticilerinin bu rollerine yönelik niteliklerini ve farkındalıklarını geliştirmek, bütün yönleriyle dil öğretimi alanın gelişimi için temel gerekliliktir.
Öğretici eğitimlerinde; dil öğretiminin ve öğreniminin doğası, bu alanlarda üretilen bilgilerin kapsamı ve problematik yönleri üzerinde durarak alanda kuramsal bilgi üretenleri ve uygulayıcıları bu konular üzerinde düşündürmek, yaptıkları/ yapacakları işle ilgili farkındalıklarını geliştirmek elinizdeki kitabın öncelikli amacıdır.
Dil öğretiminin ve öğrenici profili ile öğretme bağlamlarının değişken, dinamik ve karmaşık durumları düşünüldüğünde öğreticilere, her durumda işlerine yarayabilecek reçeteler sunmanın ne kadar verimsiz bir uğraşı olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Dolayısıyla kitap, dil öğretimi alanında çalışanlara ve çalışacak öğretici adaylarına, dilin özelde de Türkçenin nasıl öğretileceğini/öğretildiğini göstermekten çok, dil öğreticisinin neler yaptığı ve yapması gerektiğiyle ilgili bilgilerimize dair çok yönlü bir bakış, bir anlama çabası olarak değerlendirilebilir.
Dil öğreticileri; uygulamanın merkezinde yer alıp program geliştirmeden, ders tasarımına, materyal hazırlamadan onların sınıfta kullanımına ve sınıf yönetimine, ölçme ve değerlendirmeden kuramsal bilgi üretimine kadar geniş bir üretici ve uygulayıcı rol üstlenirler. Dil öğreticilerinin bu rollerine yönelik niteliklerini ve farkındalıklarını geliştirmek, bütün yönleriyle dil öğretimi alanın gelişimi için temel gerekliliktir.
Öğretici eğitimlerinde; dil öğretiminin ve öğreniminin doğası, bu alanlarda üretilen bilgilerin kapsamı ve problematik yönleri üzerinde durarak alanda kuramsal bilgi üretenleri ve uygulayıcıları bu konular üzerinde düşündürmek, yaptıkları/ yapacakları işle ilgili farkındalıklarını geliştirmek elinizdeki kitabın öncelikli amacıdır.
Dil öğretiminin ve öğrenici profili ile öğretme bağlamlarının değişken, dinamik ve karmaşık durumları düşünüldüğünde öğreticilere, her durumda işlerine yarayabilecek reçeteler sunmanın ne kadar verimsiz bir uğraşı olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Dolayısıyla kitap, dil öğretimi alanında çalışanlara ve çalışacak öğretici adaylarına, dilin özelde de Türkçenin nasıl öğretileceğini/öğretildiğini göstermekten çok, dil öğreticisinin neler yaptığı ve yapması gerektiğiyle ilgili bilgilerimize dair çok yönlü bir bakış, bir anlama çabası olarak değerlendirilebilir.