Osmanlıca denilen garip oluşum, dile devletin karışmasının bir ürünüdür. O dönemde Türkçe hor görülmüştür; Arapça, Farsça ve batı dilleriyle Türkçeden oluşan bir dil olan ve adına Osmanlıca denilen bu dil, bugün de ona özlem duyan karşıdevrimcilerce yaşatılmaya çalışılmaktadır. Cumhuriyet döneminde de dile karışmıştır devlet. Atatürk döneminde bu karışmanın "dilimizi kendi öz benliğine kavuşturucu", "geliştirici", "iyileştirici", "olumlu" bir karışma olduğunu biliyoruz. Devrimci bir karışmadır bu. Edebiyatımızın büyük ustası Ali Püsküllüoğlu‘nun denemelerini bir araya getiriyor bu kitap. Daha önce Türkçe Sözlük‘ünü ve Ereğli Yokken Armudun Adı Neydi? adlı çalışmasını yayınladığımız Püsküllüoğlu, Dile Karışılmaz mı?‘da dilimizin köklerinden, bugün yaşanan dil tartışmalarından, ulusal dilin karşılaştığı sorunlardan şiire, halk yazınına uzanan denemelerinde can alıcı sorunlara el atıyor. Her okurun kitaplığında bulunması gereken bir anıt kitap.
Osmanlıca denilen garip oluşum, dile devletin karışmasının bir ürünüdür. O dönemde Türkçe hor görülmüştür; Arapça, Farsça ve batı dilleriyle Türkçeden oluşan bir dil olan ve adına Osmanlıca denilen bu dil, bugün de ona özlem duyan karşıdevrimcilerce yaşatılmaya çalışılmaktadır. Cumhuriyet döneminde de dile karışmıştır devlet. Atatürk döneminde bu karışmanın "dilimizi kendi öz benliğine kavuşturucu", "geliştirici", "iyileştirici", "olumlu" bir karışma olduğunu biliyoruz. Devrimci bir karışmadır bu. Edebiyatımızın büyük ustası Ali Püsküllüoğlu‘nun denemelerini bir araya getiriyor bu kitap. Daha önce Türkçe Sözlük‘ünü ve Ereğli Yokken Armudun Adı Neydi? adlı çalışmasını yayınladığımız Püsküllüoğlu, Dile Karışılmaz mı?‘da dilimizin köklerinden, bugün yaşanan dil tartışmalarından, ulusal dilin karşılaştığı sorunlardan şiire, halk yazınına uzanan denemelerinde can alıcı sorunlara el atıyor. Her okurun kitaplığında bulunması gereken bir anıt kitap.