"Konuştular, sustum. Çünkü çok anlamlı bir şey diyecektim." Annem atmasaydı, babam tutmasaydı, amcam bir kere olsun altılıyı tuttursaydı. Barbie ve Ken'in bebek olmadığını herkes anlamış olsaydı, sırtımızı o koca çınar ağacına hiç dayamasaydık.
Zeus'la Europa'nın o mitolojik hikâyesi söze dökülmeseydi, Superman mavi taytının üstüne o kırmızı donu giymeseydi, kadın olarak evrildikçe sarkmasaydık, belki de her şey çok farklı olabilirdi. Ama olmadı...
Neyran Günüçer, mizahi ve akıcı kalemiyle, istedikleri için mücadele eden, tercih yapan, bazen giden, bazen kalan, yalnız kalan, yaralanan ama dik duran bir kadının aşkı, arkadaşlığı, anneliği ama en çok da kendini keşfetme serüvenini anlatıyor. Aslında tüm kadınların benzer hikayeleri olduğuna inanarak...
Dilimin Ucu Çınlıyor, yer yer kahkaha attıracak kadar keyifli, kendinizle yüzleşmenizi sağlayacak kadar samimi...
"Senin içinde bir sıkıntı var, çünkü burada benim dilimin ucu çınlıyor."
"Konuştular, sustum. Çünkü çok anlamlı bir şey diyecektim." Annem atmasaydı, babam tutmasaydı, amcam bir kere olsun altılıyı tuttursaydı. Barbie ve Ken'in bebek olmadığını herkes anlamış olsaydı, sırtımızı o koca çınar ağacına hiç dayamasaydık.
Zeus'la Europa'nın o mitolojik hikâyesi söze dökülmeseydi, Superman mavi taytının üstüne o kırmızı donu giymeseydi, kadın olarak evrildikçe sarkmasaydık, belki de her şey çok farklı olabilirdi. Ama olmadı...
Neyran Günüçer, mizahi ve akıcı kalemiyle, istedikleri için mücadele eden, tercih yapan, bazen giden, bazen kalan, yalnız kalan, yaralanan ama dik duran bir kadının aşkı, arkadaşlığı, anneliği ama en çok da kendini keşfetme serüvenini anlatıyor. Aslında tüm kadınların benzer hikayeleri olduğuna inanarak...
Dilimin Ucu Çınlıyor, yer yer kahkaha attıracak kadar keyifli, kendinizle yüzleşmenizi sağlayacak kadar samimi...
"Senin içinde bir sıkıntı var, çünkü burada benim dilimin ucu çınlıyor."