Hiçbir zaman, 1965 tarihli ve 633 sayılı teşkilat yasasının öngördüğü görevlerle sınırlı kalmamış olan Diyanet İşleri Başkanlığı, 1980 öncesinde siyasi kutuplaşma ve çatışma ortamına verdiği yanıtlarla gündemdedir. Tek Parti Dönemi'nden itibaren aynı çizgide olan hutbeler, 1970'lerde Diyanet Gazetesinde çıkan milliyetçi-muhafazakâr, devletçi-kalkınmacı yazılarla birarada kurumu siyasallaştırır. 1980 sonrası “milletçe dayanışma ve bütünleşme” rolü tanınan Diyanet İşleri Başkanlığı kurumsallaşmasını tamamlayıp toplumsal bir aktör olarak öne çıkar. Dinî alanda tek resmî otorite (tekel) olan kurum, aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakfının kurulması ve ekonomik bir güç halini alması ile kamusal alanda giderek büyür. Özerkleşmenin tartışıldığı fakat gerçekleşmediği 1990'lar sonrası ise, din-devlet ilişkisinin dönüşümü bağlamında Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı ile paralel söylem üreten ve giderek ona bağlı hale gelen Diyanet, 15 Temmuz Örneğinde dinî otoritesini kolektif otorite ile birleştirmiştir.
Hiçbir zaman, 1965 tarihli ve 633 sayılı teşkilat yasasının öngördüğü görevlerle sınırlı kalmamış olan Diyanet İşleri Başkanlığı, 1980 öncesinde siyasi kutuplaşma ve çatışma ortamına verdiği yanıtlarla gündemdedir. Tek Parti Dönemi'nden itibaren aynı çizgide olan hutbeler, 1970'lerde Diyanet Gazetesinde çıkan milliyetçi-muhafazakâr, devletçi-kalkınmacı yazılarla birarada kurumu siyasallaştırır. 1980 sonrası “milletçe dayanışma ve bütünleşme” rolü tanınan Diyanet İşleri Başkanlığı kurumsallaşmasını tamamlayıp toplumsal bir aktör olarak öne çıkar. Dinî alanda tek resmî otorite (tekel) olan kurum, aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakfının kurulması ve ekonomik bir güç halini alması ile kamusal alanda giderek büyür. Özerkleşmenin tartışıldığı fakat gerçekleşmediği 1990'lar sonrası ise, din-devlet ilişkisinin dönüşümü bağlamında Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı ile paralel söylem üreten ve giderek ona bağlı hale gelen Diyanet, 15 Temmuz Örneğinde dinî otoritesini kolektif otorite ile birleştirmiştir.