Dinin toplumsal işlevi üzerine eserler üreten İlker Belek, bu kitabında dinin egemenler tarafından ezilenleri yönetmek, artı değere el koymak amacıyla kullanılan bir inanç sistemi olarak şekillendiğini anlatıyor. Yazara göre dinin amacı toplumun hakimiyet altına alınmasıdır. Önceki dönemlerin kutsal varlıkları insanüstü bir güce sahip değilken, dinin tanrısına insan ulaşamaz, ona ancak biat eder, önünde eğilir, küçülür, yalvarır, tanrıya ulaşabilmek için bu dünyadan vazgeçmek gerekir.
Din ilk ortaya çıktığı andan itibaren ideolojik ve siyasal işlevler üstlendi. İnanan insan için bu dünyayı anlamsızlaştırırken, egemenler için bu dünyadan anlam çıkarmanın aracı oldu.
Din ezilen insanın bu dünyada bulamadığı anlam için öte dünya inancı, Tanrısal bir anlam üretti. Tanrıyı erişilemez, dokunulamaz, bilinemez vasıflarla donattı. Tanrıyı ve dinsel dogmaları sorgulanmaz derecesinde kutsadı. Sorgulayanları cezalandırdı.
Dinin toplumsal işlevi üzerine eserler üreten İlker Belek, bu kitabında dinin egemenler tarafından ezilenleri yönetmek, artı değere el koymak amacıyla kullanılan bir inanç sistemi olarak şekillendiğini anlatıyor. Yazara göre dinin amacı toplumun hakimiyet altına alınmasıdır. Önceki dönemlerin kutsal varlıkları insanüstü bir güce sahip değilken, dinin tanrısına insan ulaşamaz, ona ancak biat eder, önünde eğilir, küçülür, yalvarır, tanrıya ulaşabilmek için bu dünyadan vazgeçmek gerekir.
Din ilk ortaya çıktığı andan itibaren ideolojik ve siyasal işlevler üstlendi. İnanan insan için bu dünyayı anlamsızlaştırırken, egemenler için bu dünyadan anlam çıkarmanın aracı oldu.
Din ezilen insanın bu dünyada bulamadığı anlam için öte dünya inancı, Tanrısal bir anlam üretti. Tanrıyı erişilemez, dokunulamaz, bilinemez vasıflarla donattı. Tanrıyı ve dinsel dogmaları sorgulanmaz derecesinde kutsadı. Sorgulayanları cezalandırdı.