Dua; insan-Tanrı ve tabiat algılamasının tabii bir sonucu olan ve tarih boyunca dinli-dinsiz her insanın yaşadığı bir fenomendir.
Dua, doğru anlaşılıp uygulandığında tevhit ve ibadetin özü, insan başarı ve mutluluğunun kaynağı; yanlış algılanıp yaşandığında ise, şirk ve hayal kırıklığına kadar varan bedbahtlığın tohumu olabilmektedir.
Dua edebilmek, başkasını aracı koymadan, doğrudan Allah'a ihlas ve bilinç ile yakarmak, fazileti zaman, aramak ve kabul noktasında sabırlı olmak, bu konuda unutulmaması gereken hususların bazılarıdır.
Dua; insan-Tanrı ve tabiat algılamasının tabii bir sonucu olan ve tarih boyunca dinli-dinsiz her insanın yaşadığı bir fenomendir.
Dua, doğru anlaşılıp uygulandığında tevhit ve ibadetin özü, insan başarı ve mutluluğunun kaynağı; yanlış algılanıp yaşandığında ise, şirk ve hayal kırıklığına kadar varan bedbahtlığın tohumu olabilmektedir.
Dua edebilmek, başkasını aracı koymadan, doğrudan Allah'a ihlas ve bilinç ile yakarmak, fazileti zaman, aramak ve kabul noktasında sabırlı olmak, bu konuda unutulmaması gereken hususların bazılarıdır.