Mizah ile dindarlık arasında olumsuz bir ilişki olduğu düşünülür. Bu düşünce, önyargıya dayalı genellemeler içeriyor olsa da tamamen destekten yoksun değildir. Zira alan yazında mizah ve din anlayışının gerek yapısal gerek işlevsel özellikleri arasında birtakım uyumsuzluklar olduğu söylenebilir. Sözgelimi mizah doğası gereği belirsizliği ve kelimelerin anlamı üzerinde oyunu ön plana çıkarırken; din bireye net bir bakış açısı sunmaya çalışır. Mizah uyumsuzluktan beslenip, oyun bağlamı ile bireyleri eğlendirmeye çalışırken, din bireyin ve toplumun yaşamında belirli bir düzen oluşturması açısından ciddiyete daha yakındır. Bu ve benzer özellikler din anlayışı ile mizahı birbirinden ayırır, ancak ikisi arasındaki ilişkiler sadece ayrışan yönlerle sınırlı değildir. Özellikle mizahın olumlu potansiyeli ve din anlayışı arasında ortak hedef bakımından bir uyumun olduğu söylenebilir. Mizahın sosyal ilişkileri geliştirme potansiyeli bu konuda verilebilecek ilk örneklerdendir. Ayrıca mizahın başa çıkma konusunda bireye sağladığı destek, din ile paylaştığı bir diğer ortak yöndür. Hem mizah hem de din anlayışı rutin çerçeveden çıkarak hayatın sıkıntılarına yeni bir ışık tutabilir. Birey bu sayede sorunlarla daha etkin mücadele edebilir. Sonuç olarak din anlayışı ve mizah arasında birtakım uyumsuzluklar olduğu gibi onların ortak yön ve hedeflere de sahip olduğu söylenebilir. İki olgu arasındaki farklılıklar daha çok göze çarpmasına ve genel algıyı şekillendirmesine rağmen din anlayışı ve mizah arasındaki ilişkiler tek taraflı genelleme yapılamayacak kadar çok boyutlu ve karmaşıktır. Böyle bir arka planda dindarlığın mizah ile ilişkisi daha da ilginç hale gelmektedir. Bu çerçevede araştırmamız “mizah anlayışı ile dinî yaşayışın farklı görüntüleri arasında nasıl bir ilişki vardır?” sorusuna cevap aramaktadır.
Mizah ile dindarlık arasında olumsuz bir ilişki olduğu düşünülür. Bu düşünce, önyargıya dayalı genellemeler içeriyor olsa da tamamen destekten yoksun değildir. Zira alan yazında mizah ve din anlayışının gerek yapısal gerek işlevsel özellikleri arasında birtakım uyumsuzluklar olduğu söylenebilir. Sözgelimi mizah doğası gereği belirsizliği ve kelimelerin anlamı üzerinde oyunu ön plana çıkarırken; din bireye net bir bakış açısı sunmaya çalışır. Mizah uyumsuzluktan beslenip, oyun bağlamı ile bireyleri eğlendirmeye çalışırken, din bireyin ve toplumun yaşamında belirli bir düzen oluşturması açısından ciddiyete daha yakındır. Bu ve benzer özellikler din anlayışı ile mizahı birbirinden ayırır, ancak ikisi arasındaki ilişkiler sadece ayrışan yönlerle sınırlı değildir. Özellikle mizahın olumlu potansiyeli ve din anlayışı arasında ortak hedef bakımından bir uyumun olduğu söylenebilir. Mizahın sosyal ilişkileri geliştirme potansiyeli bu konuda verilebilecek ilk örneklerdendir. Ayrıca mizahın başa çıkma konusunda bireye sağladığı destek, din ile paylaştığı bir diğer ortak yöndür. Hem mizah hem de din anlayışı rutin çerçeveden çıkarak hayatın sıkıntılarına yeni bir ışık tutabilir. Birey bu sayede sorunlarla daha etkin mücadele edebilir. Sonuç olarak din anlayışı ve mizah arasında birtakım uyumsuzluklar olduğu gibi onların ortak yön ve hedeflere de sahip olduğu söylenebilir. İki olgu arasındaki farklılıklar daha çok göze çarpmasına ve genel algıyı şekillendirmesine rağmen din anlayışı ve mizah arasındaki ilişkiler tek taraflı genelleme yapılamayacak kadar çok boyutlu ve karmaşıktır. Böyle bir arka planda dindarlığın mizah ile ilişkisi daha da ilginç hale gelmektedir. Bu çerçevede araştırmamız “mizah anlayışı ile dinî yaşayışın farklı görüntüleri arasında nasıl bir ilişki vardır?” sorusuna cevap aramaktadır.