AKP'nin 18 yılında 5 kez eğitim sistemi değişti… Her yeni Milli Eğitim Bakanı büyük vaatler ile koltuğa oturdu…
Ama Türkiye yıllardır "okuma, matematik ve fen bilimi" alanlarının tamamında OECD ortalamasının altında...
Bir de bunlara tarikat okullarında yaşanan ölümler, tecavüzler ve tacizler ekleniyor…
Oysa Pamuklara sararak büyüttüğümüz, bir gülümsemesine her şeyi feda edeceğimiz, saçının teline zarar gelse burnumuzun direğini sızlatan çocuklarımız var bizim. Gece uyurken nefesini kontrol ettiğimiz, ilklerini mıh gibi akılda tuttuğumuz, yanındayken özlediğimiz çocuklarımız var.
İşte artık çocuklar büyüdü ve okul sırasına oturdu, ayrıldık.
Peki, kimlere teslim ettik onları?
Sınıfın içinde kimlerdi ellerini tutan, neler anlatılıyordu saatlerce, nasıl dönüyordu o tertemiz fidanlar eve?
Genç gazeteci Mert Taşçılar bu sorulardan yola çıktı ve her velinin okuması gereken bir gazetecilik kitabına imza attı. İstedi ki bugün eğer Milli Eğitimin iflasını konuşuyorsak bunun kökünde neler yattığını bilmek gerekti. En dipte yuvalanan ve gövdeyi yiyen asalakları ifşa etmeliydi. Teşhisi doğru koymadan, çözümü bulmak imkânsızdı.
Mert Taşçılar, bu ilk kitabında gerçekleri sansürsüz anlattı. Çocuklarımızı kimlerin nasıl ele geçirdiğini tarih tarih, olay olay yazdı.
Okuyalım ki, geleceğimizi tabuta koymalarına izin vermeyelim, yırtalım üzerimize dikilmek istenen bu kefeni.
Şimdiden iyi okumalar dileriz.
AKP'nin 18 yılında 5 kez eğitim sistemi değişti… Her yeni Milli Eğitim Bakanı büyük vaatler ile koltuğa oturdu…
Ama Türkiye yıllardır "okuma, matematik ve fen bilimi" alanlarının tamamında OECD ortalamasının altında...
Bir de bunlara tarikat okullarında yaşanan ölümler, tecavüzler ve tacizler ekleniyor…
Oysa Pamuklara sararak büyüttüğümüz, bir gülümsemesine her şeyi feda edeceğimiz, saçının teline zarar gelse burnumuzun direğini sızlatan çocuklarımız var bizim. Gece uyurken nefesini kontrol ettiğimiz, ilklerini mıh gibi akılda tuttuğumuz, yanındayken özlediğimiz çocuklarımız var.
İşte artık çocuklar büyüdü ve okul sırasına oturdu, ayrıldık.
Peki, kimlere teslim ettik onları?
Sınıfın içinde kimlerdi ellerini tutan, neler anlatılıyordu saatlerce, nasıl dönüyordu o tertemiz fidanlar eve?
Genç gazeteci Mert Taşçılar bu sorulardan yola çıktı ve her velinin okuması gereken bir gazetecilik kitabına imza attı. İstedi ki bugün eğer Milli Eğitimin iflasını konuşuyorsak bunun kökünde neler yattığını bilmek gerekti. En dipte yuvalanan ve gövdeyi yiyen asalakları ifşa etmeliydi. Teşhisi doğru koymadan, çözümü bulmak imkânsızdı.
Mert Taşçılar, bu ilk kitabında gerçekleri sansürsüz anlattı. Çocuklarımızı kimlerin nasıl ele geçirdiğini tarih tarih, olay olay yazdı.
Okuyalım ki, geleceğimizi tabuta koymalarına izin vermeyelim, yırtalım üzerimize dikilmek istenen bu kefeni.
Şimdiden iyi okumalar dileriz.