Kur'an, insana bazı roller biçer ve bu rollerin yaşamda karşılık bulup bulmadığına bakarak da onu ‘değer'lendirir.
Bu rollerden ilki, insanın yeryüzündeki halifeliğidir. Bu role uygun yeteneklerle donatılan insan, yeryüzünde, gökyüzünde, bu ikisinin arasında ve yerin bağrında bulunanları ve uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde olup bitenleri algılayabilmekte, Allah'ın evrene egemen kıldığı evrensel yasaları işleterek her geçen gün gayb'ı şehadete, bilinmezi bilinire, görünmezi görünüre çevirmekte ve dışındaki dünyayı gücünün uysal nesnesi hâline getirmektedir. İnsan bu süreçte olağanüstü bir Güç kaynağından yararlanmakta, bu güçle birlikte ve bu gücün sağladığı yasa(l) imkanlarla evrenin bilinmezliklerini keşfedebilmektedir. İlk bakışta insana yabancı, ona tahakküm eder gibi görünen milyonlarca yasa aracılığıyla güçlü bir konuma yükselmekte, hareketlerine yön veren evrensel yasaları emrine alabilmekte ve bu evrensel yasalar aracılığıyla sürdürülebilir bir hayat inşa etmektedir. Hangi misyon, insanın yeryüzünde varlık aleminin önderliğini, idaresini ve gözetimini üstlenmesinden daha büyük olabilir ki!
İnsanın ikinci rolü tam da burada devreye girmektedir. Bu rol, üstün bir Güç tarafından yaratılan bu sistemin, kendisi de artık bir güç merkezi olarak tanımlanan insana emanet olarak verilmesiyle ilgilidir. Bu rol insanın bir taraftan, bu emanete karşı işlenen her suça, onu itibarsızlaştırmaya dönük her hamleye, üzerinde hayat sürenlerin onurlarına dokunan her eyleme reaksiyon göstermesini; diğer taraftan da dünyayı insanca ömür sürmeye değer bir mekâna dönüştürmesini zorunlu kılmaktadır.
İnsanlık tarihindeki güç çatışmalarının bu iki rol etrafında döndüğünü söylemek abartı olmaz. Tarih, güçlerini bu rollerin gerçekleşmesine harcayarak insanların geleceğini aydınlatanlarla, bu aydınlığı karartmaya çalışanların mücadelesinden ibarettir. Bu iki temel rolün bize yüklediği misyondan hareket ederek başlattığımız Kelam Tematik Toplantılar serisinin ilk eserini yayınlıyoruz. Hayata dokunan sorunları önceleyen, bunları çözemese bile en açından çözümlemeye çalışan serinin ikinci kitabını da 2017 yılı içinde yayınlayacağız.
Kur'an, insana bazı roller biçer ve bu rollerin yaşamda karşılık bulup bulmadığına bakarak da onu ‘değer'lendirir.
Bu rollerden ilki, insanın yeryüzündeki halifeliğidir. Bu role uygun yeteneklerle donatılan insan, yeryüzünde, gökyüzünde, bu ikisinin arasında ve yerin bağrında bulunanları ve uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde olup bitenleri algılayabilmekte, Allah'ın evrene egemen kıldığı evrensel yasaları işleterek her geçen gün gayb'ı şehadete, bilinmezi bilinire, görünmezi görünüre çevirmekte ve dışındaki dünyayı gücünün uysal nesnesi hâline getirmektedir. İnsan bu süreçte olağanüstü bir Güç kaynağından yararlanmakta, bu güçle birlikte ve bu gücün sağladığı yasa(l) imkanlarla evrenin bilinmezliklerini keşfedebilmektedir. İlk bakışta insana yabancı, ona tahakküm eder gibi görünen milyonlarca yasa aracılığıyla güçlü bir konuma yükselmekte, hareketlerine yön veren evrensel yasaları emrine alabilmekte ve bu evrensel yasalar aracılığıyla sürdürülebilir bir hayat inşa etmektedir. Hangi misyon, insanın yeryüzünde varlık aleminin önderliğini, idaresini ve gözetimini üstlenmesinden daha büyük olabilir ki!
İnsanın ikinci rolü tam da burada devreye girmektedir. Bu rol, üstün bir Güç tarafından yaratılan bu sistemin, kendisi de artık bir güç merkezi olarak tanımlanan insana emanet olarak verilmesiyle ilgilidir. Bu rol insanın bir taraftan, bu emanete karşı işlenen her suça, onu itibarsızlaştırmaya dönük her hamleye, üzerinde hayat sürenlerin onurlarına dokunan her eyleme reaksiyon göstermesini; diğer taraftan da dünyayı insanca ömür sürmeye değer bir mekâna dönüştürmesini zorunlu kılmaktadır.
İnsanlık tarihindeki güç çatışmalarının bu iki rol etrafında döndüğünü söylemek abartı olmaz. Tarih, güçlerini bu rollerin gerçekleşmesine harcayarak insanların geleceğini aydınlatanlarla, bu aydınlığı karartmaya çalışanların mücadelesinden ibarettir. Bu iki temel rolün bize yüklediği misyondan hareket ederek başlattığımız Kelam Tematik Toplantılar serisinin ilk eserini yayınlıyoruz. Hayata dokunan sorunları önceleyen, bunları çözemese bile en açından çözümlemeye çalışan serinin ikinci kitabını da 2017 yılı içinde yayınlayacağız.