Dinler Tarihi, Ahmet Mithat Efendi'nin (1844-1912) Tedrisî Tarih-i Edyan isimli eserinin sadeleştirilmiş hâlidir. Bu eser Dârülfünun'da okutulan ilk Dinler Tarihi ders kitabıdır.
Eserine dinler tarihi biliminin metodolojisini ve önemini değerlendirerek başlayan Ahmet Mithat, metin boyunca dinin kökenine dair tartışmalara, bu anlamda animizm, totemizm, fetişizm gibi anlayışlara; Eski Mısır, Asur, Afrika, Yunan, Roma, Amerika dinleri gibi ölü dinlere; Konfüçyanizm, Taoizm, Şintoizm, Hinduizm, Budizm, Zerdüştîlik gibi yaşayan dünya dinlerine kadar uzanarak geniş bir yelpazede dünya inançlarını ele almıştır. Yahudiliğe, Hıristiyanlığa ve İslam'a ayrı bölümler ayırmasa da yeri geldikçe bu dinler hakkında kimi bilgileri vermiş, kimi değerlendirmeleri serdetmiştir. Eserinde, dinlerin toplum üzerindeki etkilerini ve insanların iç dünyalarındaki anlamlarını da aramıştır. Dolayısıyla Ahmet Mithat'ın dinler tarihçiliğinin ayırıcı vasfı, onun aynı zamanda bir din sosyolojisi ve bir din psikolojisi üretmesidir.
Bu çalışmada, Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınan söz konusu eser, hassas bir denge gözetilerek sadeleştirilmiştir. Okuyucuyu Ahmet Mithat'ın dilinden ve üslubundan mahrum etmeme kaygısı ise öne çıkan husus olmuştur.
Dinler Tarihi, Ahmet Mithat Efendi'nin (1844-1912) Tedrisî Tarih-i Edyan isimli eserinin sadeleştirilmiş hâlidir. Bu eser Dârülfünun'da okutulan ilk Dinler Tarihi ders kitabıdır.
Eserine dinler tarihi biliminin metodolojisini ve önemini değerlendirerek başlayan Ahmet Mithat, metin boyunca dinin kökenine dair tartışmalara, bu anlamda animizm, totemizm, fetişizm gibi anlayışlara; Eski Mısır, Asur, Afrika, Yunan, Roma, Amerika dinleri gibi ölü dinlere; Konfüçyanizm, Taoizm, Şintoizm, Hinduizm, Budizm, Zerdüştîlik gibi yaşayan dünya dinlerine kadar uzanarak geniş bir yelpazede dünya inançlarını ele almıştır. Yahudiliğe, Hıristiyanlığa ve İslam'a ayrı bölümler ayırmasa da yeri geldikçe bu dinler hakkında kimi bilgileri vermiş, kimi değerlendirmeleri serdetmiştir. Eserinde, dinlerin toplum üzerindeki etkilerini ve insanların iç dünyalarındaki anlamlarını da aramıştır. Dolayısıyla Ahmet Mithat'ın dinler tarihçiliğinin ayırıcı vasfı, onun aynı zamanda bir din sosyolojisi ve bir din psikolojisi üretmesidir.
Bu çalışmada, Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınan söz konusu eser, hassas bir denge gözetilerek sadeleştirilmiştir. Okuyucuyu Ahmet Mithat'ın dilinden ve üslubundan mahrum etmeme kaygısı ise öne çıkan husus olmuştur.