Bu çalışmada Watt, her şeyden önce İslam'ı çok iyi bildiği bir din olarak tanımlamakta, ilahiyatın temel problemleri olan Tanrı, insan ve alem konularında yer yer, bütün dinlerden ve özellikle de İslam'dan örnekler vremek suretiyle bir bakma karşılaştırmalı bir açıklama yoluna gitmektedir. Dolayısıyla dinlerin bu konularla ilgili bakış açılarını sosyolojik ve psikolojik bir çerçevede irdelemeye çalışmaktadır. Bu arada Batılıların İslam'a karşı olumsuz önyargılarının hala aşılamadığı gerçeğini de mütevazi bir şekilde itiraf etmektedir. Watt, dinin toplumsal gerçekliği problemini daha çok onun toplumdaki fonksiyonu ile irtibatlandırmakta; dinin hakikati ile ilgili sosyolojik açıdan Marksist yaklaşımı, psikolojik açıdan da Jungcu bakış açısını dikkate almak suretiyle tahliller yapmakta ve atıflarını daha çok bilinç dışı alana yöneltmektedir. Ayrıca eserde günümüzün tartışmalı konularından biri olan "dinler arası diyalog" problemine de bir bakış açısı getirilmeye çalışılmaktadır. Buna bağlı olarak dinlerin üstünlük yarışında ancak semereleri itibariyle değerlendirilmesi gerektiği ana fikri ön plana çıkmaktadır.
Bu çalışmada Watt, her şeyden önce İslam'ı çok iyi bildiği bir din olarak tanımlamakta, ilahiyatın temel problemleri olan Tanrı, insan ve alem konularında yer yer, bütün dinlerden ve özellikle de İslam'dan örnekler vremek suretiyle bir bakma karşılaştırmalı bir açıklama yoluna gitmektedir. Dolayısıyla dinlerin bu konularla ilgili bakış açılarını sosyolojik ve psikolojik bir çerçevede irdelemeye çalışmaktadır. Bu arada Batılıların İslam'a karşı olumsuz önyargılarının hala aşılamadığı gerçeğini de mütevazi bir şekilde itiraf etmektedir. Watt, dinin toplumsal gerçekliği problemini daha çok onun toplumdaki fonksiyonu ile irtibatlandırmakta; dinin hakikati ile ilgili sosyolojik açıdan Marksist yaklaşımı, psikolojik açıdan da Jungcu bakış açısını dikkate almak suretiyle tahliller yapmakta ve atıflarını daha çok bilinç dışı alana yöneltmektedir. Ayrıca eserde günümüzün tartışmalı konularından biri olan "dinler arası diyalog" problemine de bir bakış açısı getirilmeye çalışılmaktadır. Buna bağlı olarak dinlerin üstünlük yarışında ancak semereleri itibariyle değerlendirilmesi gerektiği ana fikri ön plana çıkmaktadır.