Abdülvehhab Ümmi ( v. 30 Mart 1596) ile 16. asırda Elmalı'da başlayan güzel ve sade Türkçe ile şiir söyleme geleneği 19. asır sonlarına kadar devam etmiştir. Bu geleneğe bağlı mutasavvıfların Toroslarda ve Türkmenler arasındaki ahlaki ve edebi faaliyetleri kültür tarihimiz açısından oldukça önemlidir. Başta Vahib Ümmi olmak üzere bu havzada yetişen Hak ve hakikat aşıkları, dört asra yakın bir süre dirilik, dirlik ve birlik nefesini Torosların zirvesinden Müslüman Türk'ün gönlüne bahar yeli gibi üfleyip durmuştur. Vahib Ümmi'nin gönlünden damlayan bu nefesler hiç şüphesiz günümüz insanına da hayat iksiri olacaktır.
Elinizdeki “Divan-ı İlahiyat” derdine derman arayan susamış gönülleri bir büyük aşk ve irfan sahibiyle tanıştırabilirse hedefine ulaşmış olacaktır vesselam.
İmdi, buyrun aşk ile irfan sofrasına...
“Safi aşkın remzini faş eyleyen tevhid-i zat
Halık'ın nutkundaki ihsanda hayrandır dilim
Kimse girmez araya ol söyledir aşıkları
Dü cihanı geçmeğe perrânda hayrandır dilim
Gördüğüm desem sana aklın senin etmez kabul
Kal ü kıyl lazım değil Sübhân'da hayrandır dilim
Can içinde can ile buldu Vehabi maksudun
Ehl-i derdiz şübhesiz dermanda hayrandır dilim”
Abdülvehhab Ümmi ( v. 30 Mart 1596) ile 16. asırda Elmalı'da başlayan güzel ve sade Türkçe ile şiir söyleme geleneği 19. asır sonlarına kadar devam etmiştir. Bu geleneğe bağlı mutasavvıfların Toroslarda ve Türkmenler arasındaki ahlaki ve edebi faaliyetleri kültür tarihimiz açısından oldukça önemlidir. Başta Vahib Ümmi olmak üzere bu havzada yetişen Hak ve hakikat aşıkları, dört asra yakın bir süre dirilik, dirlik ve birlik nefesini Torosların zirvesinden Müslüman Türk'ün gönlüne bahar yeli gibi üfleyip durmuştur. Vahib Ümmi'nin gönlünden damlayan bu nefesler hiç şüphesiz günümüz insanına da hayat iksiri olacaktır.
Elinizdeki “Divan-ı İlahiyat” derdine derman arayan susamış gönülleri bir büyük aşk ve irfan sahibiyle tanıştırabilirse hedefine ulaşmış olacaktır vesselam.
İmdi, buyrun aşk ile irfan sofrasına...
“Safi aşkın remzini faş eyleyen tevhid-i zat
Halık'ın nutkundaki ihsanda hayrandır dilim
Kimse girmez araya ol söyledir aşıkları
Dü cihanı geçmeğe perrânda hayrandır dilim
Gördüğüm desem sana aklın senin etmez kabul
Kal ü kıyl lazım değil Sübhân'da hayrandır dilim
Can içinde can ile buldu Vehabi maksudun
Ehl-i derdiz şübhesiz dermanda hayrandır dilim”