Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

Divan-ı Kebir

Stok Kodu:
9789758264346
Boyut:
14.00x21.00
Sayfa Sayısı:
448
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2011-08
Çeviren:
Midhat Bahari Beytur
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
19,00
14,25
9789758264346
464115
Divan-ı Kebir
Divan-ı Kebir
14.25

Divân-ı Kebîr (Büyük Divan) Mevlânâ Celaleddîn Rûmî'nin söylediği ilîhî aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklaşık 50 bin beyit) nazım bir eserdir. Mevlânâ'nın "Âşıklar Divanım" biçiminde adlandırdığı eser aynı zamanda "Şems Divanı", "Divan-ı Şems-i Tebrizî" olarak da anılmaktadır. İslâm edebiyatında divanların, şairlerinin isimleri ile anılması geleneğine ters düşen bu son adlandırma; Mevlânâ'nın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dışında) her zaman Şems-i Tebrizî adını kullanmasından kaynaklanmaktadır. Eser, Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıştır. Yek avaz gazellerden oluşur. Mevlânâ bu gazellerinde, "Şems (güneş) başta olmak üzere, bağ-bahçe, gül-bülbül, âşık-mâşûk, deniz-damla, mey-sâkî gibi sembollerle ilâhî aşkı hep ön plânda tutmakta; Mesnevî'sinde olduğu gibi Allah'a kavuşmadan gönlünün huzur bulamayacağını, ilâhî aşkı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldığını, bu dünyanın bir balçıktan ibaret olduğunu, çok yemenin menzile ulaşmada engel teşkil ettiğini, aşkın akla olan üstünlük ve yüceliğini, nefsin kötülüğünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilâhî aşk) ulaşamayacaklarını, gecelerin uyumakla değil de aşk ve ibadetle geçirilmesi gerektiğini" vurgulayarak şiirlerini didaktik bir üslûpla söylemektedir.

Divân-ı Kebîr (Büyük Divan) Mevlânâ Celaleddîn Rûmî'nin söylediği ilîhî aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklaşık 50 bin beyit) nazım bir eserdir. Mevlânâ'nın "Âşıklar Divanım" biçiminde adlandırdığı eser aynı zamanda "Şems Divanı", "Divan-ı Şems-i Tebrizî" olarak da anılmaktadır. İslâm edebiyatında divanların, şairlerinin isimleri ile anılması geleneğine ters düşen bu son adlandırma; Mevlânâ'nın gazellerinin sonunda kendi adı yerine (birkaç istisna dışında) her zaman Şems-i Tebrizî adını kullanmasından kaynaklanmaktadır. Eser, Horasan ilinin halk Farsçası ile yazılmıştır. Yek avaz gazellerden oluşur. Mevlânâ bu gazellerinde, "Şems (güneş) başta olmak üzere, bağ-bahçe, gül-bülbül, âşık-mâşûk, deniz-damla, mey-sâkî gibi sembollerle ilâhî aşkı hep ön plânda tutmakta; Mesnevî'sinde olduğu gibi Allah'a kavuşmadan gönlünün huzur bulamayacağını, ilâhî aşkı yazmada aciz kalıp kaleminin kırıldığını, bu dünyanın bir balçıktan ibaret olduğunu, çok yemenin menzile ulaşmada engel teşkil ettiğini, aşkın akla olan üstünlük ve yüceliğini, nefsin kötülüğünü, miskin miskin oturan insanların bu tembellikleriyle maksada (ilâhî aşk) ulaşamayacaklarını, gecelerin uyumakla değil de aşk ve ibadetle geçirilmesi gerektiğini" vurgulayarak şiirlerini didaktik bir üslûpla söylemektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat