Elif Hümeyra Aydın, ilk kitabı Doğum Lekesi'yle öykücülüğümüze taptaze bir soluk getiriyor.
“Şimdi bir yıkım mevsimi gelse, her şeyin bedelini bir çırpıda ödetecek denli sert bir kış. Sonrasında eve gidip koca bir nar patlatsak, bir duvar tümden kan kesse. Bir önceki o küçük silik erik lekeleri gibi değil, insana bir cinayeti anımsatacak lekeler bıraksa. Yere düşen taneleri yerken bizi bu yıkıma götüren sebepleri düşünsek.”
Elif Hümeyra Aydın, ilk kitabı Doğum Lekesi'yle öykücülüğümüze taptaze bir soluk getiriyor.
“Şimdi bir yıkım mevsimi gelse, her şeyin bedelini bir çırpıda ödetecek denli sert bir kış. Sonrasında eve gidip koca bir nar patlatsak, bir duvar tümden kan kesse. Bir önceki o küçük silik erik lekeleri gibi değil, insana bir cinayeti anımsatacak lekeler bıraksa. Yere düşen taneleri yerken bizi bu yıkıma götüren sebepleri düşünsek.”