Dönemeç, Anadolu insanının tarihî bir dönüm noktasındaki tavırlarını, değişen durumlar karşısındaki değişmeyen özelliklerini ortaya koyan bir romandır. Bir güz mevsimindeki aşk, ölüm ve düğün çevresindeki olaylar, bu insanların mizaçlarını en çarpıcı yanlarıyla anlatmaya imkân vermektedir. Bu bakımdan konusu ve anlatımıyla bize özgü bir romancı tavrını yansıtmaktadır. Cumhuriyet'in 50. yılındaki sosyal ve kültürel hareketliliği Anadolu şehirlerinden seçilmiş gençlerle geleneksel yapısı parçalanan aileler çevresinde ele alan bu roman, insanımızın toparlanma çabalarıyla ülke ve dünya şartlarına karşı tavır alışlarını anlatmaktadır. Bir yönüyle de bir şuurun alttan alta geliştiğini ortaya koymaktadır: Roman kahramanlarından Şakir bey de Yunus gibi şehre varam feryâd ü figân koparam demektedir...Dönemeç, romancıların ısrarla ihmal ettikleri Anadolu insanının umutlarını, sevinçlerini, korkularını ve geleneksel değerlere sığınışlarını ustalıkla dile getirir. Bugüne kadar çok az hikâye ve romana konu olan Orta Anadolu insanı için şimdiden klasikleşmiş edebî ve sosyolojik bir metindir.Kaybolmuş Günler (1975)'den Bir Aşk Serüveni (1975)'ne kadar yazdığı her romanda farklı bir roman dili kullanan ve konularını kendine has bir üslûpla ele alan Mustafa Miyasoğlu, her eseriyle alâka uyandırdığı gibi bu romanıyla da 1980 yılında Yazarlar Birliği'nin yılın romancısı armağanını kazanmıştır.
Dönemeç, Anadolu insanının tarihî bir dönüm noktasındaki tavırlarını, değişen durumlar karşısındaki değişmeyen özelliklerini ortaya koyan bir romandır. Bir güz mevsimindeki aşk, ölüm ve düğün çevresindeki olaylar, bu insanların mizaçlarını en çarpıcı yanlarıyla anlatmaya imkân vermektedir. Bu bakımdan konusu ve anlatımıyla bize özgü bir romancı tavrını yansıtmaktadır. Cumhuriyet'in 50. yılındaki sosyal ve kültürel hareketliliği Anadolu şehirlerinden seçilmiş gençlerle geleneksel yapısı parçalanan aileler çevresinde ele alan bu roman, insanımızın toparlanma çabalarıyla ülke ve dünya şartlarına karşı tavır alışlarını anlatmaktadır. Bir yönüyle de bir şuurun alttan alta geliştiğini ortaya koymaktadır: Roman kahramanlarından Şakir bey de Yunus gibi şehre varam feryâd ü figân koparam demektedir...Dönemeç, romancıların ısrarla ihmal ettikleri Anadolu insanının umutlarını, sevinçlerini, korkularını ve geleneksel değerlere sığınışlarını ustalıkla dile getirir. Bugüne kadar çok az hikâye ve romana konu olan Orta Anadolu insanı için şimdiden klasikleşmiş edebî ve sosyolojik bir metindir.Kaybolmuş Günler (1975)'den Bir Aşk Serüveni (1975)'ne kadar yazdığı her romanda farklı bir roman dili kullanan ve konularını kendine has bir üslûpla ele alan Mustafa Miyasoğlu, her eseriyle alâka uyandırdığı gibi bu romanıyla da 1980 yılında Yazarlar Birliği'nin yılın romancısı armağanını kazanmıştır.