Taş atılan kuyuların derin uykularını, yalınayak koşan çocukların telaşlı ayak sesleriniduyarsınız Andok'un dizelerinde.Acımasız bir dünyaya canhıraş̧ atılan birçığlık da gelir ara ara kulağınıza…Kabil'in büyümüş gözlerini, korkunç̧ ellerinigörürsünüz. Susarsınız, bilirsiniz oradanmayalandığınızı.Andok, işte bütün o coğrafyanın ağrılıtürküsünü söyler bize."Ne çok öldük" der de direnenlerin gülüşü ileyüzleştirir sizi.“Döner Mutlaka Kuşlar” dersiniz.Onun maviye yüklediği bütün o umudukitabı kapatırken içinizde yeşertirsiniz.
Döner, döner mutlaka kuşlar...
-Sibel Ünal
(Sabahın Ucu ve Dar- ı Sır kitaplarının yazarı)
Taş atılan kuyuların derin uykularını, yalınayak koşan çocukların telaşlı ayak sesleriniduyarsınız Andok'un dizelerinde.Acımasız bir dünyaya canhıraş̧ atılan birçığlık da gelir ara ara kulağınıza…Kabil'in büyümüş gözlerini, korkunç̧ ellerinigörürsünüz. Susarsınız, bilirsiniz oradanmayalandığınızı.Andok, işte bütün o coğrafyanın ağrılıtürküsünü söyler bize."Ne çok öldük" der de direnenlerin gülüşü ileyüzleştirir sizi.“Döner Mutlaka Kuşlar” dersiniz.Onun maviye yüklediği bütün o umudukitabı kapatırken içinizde yeşertirsiniz.
Döner, döner mutlaka kuşlar...
-Sibel Ünal
(Sabahın Ucu ve Dar- ı Sır kitaplarının yazarı)