Öyle bir gün gelecekti ki, Divane Kerim içinde bir kucak su akan dereye inip yıkılacaktı. Ayakları dizlerine kadar suyun içinde kalacaktı. Yere çöküp hüngür hüngür ağlayacağını sanacaktı. Alçaktan esen rüzgar damarlarını titretecekti. Göğsünün içinde azgın bulutlar dolaşacaktı. Sırtüstü dönüp aklını başına toplayacak başını biraz kaldırıp bahçesine bakacaktı. Aklına ölüm gelecekti ama böyle bir şey gelmeyecekti. Bahçesine bakıp ağlayacaktı ama gözlerinden yaş akmayacaktı. Dokunaklı bir sesten bir bakıştan sonra kolayca ağlayan Divane Kerim ağlayamayacaktı. Bazı acılardan gözyaşının akmayacağını o zaman anlayacaktı.
(Tanıtım Bülteninden)
Öyle bir gün gelecekti ki, Divane Kerim içinde bir kucak su akan dereye inip yıkılacaktı. Ayakları dizlerine kadar suyun içinde kalacaktı. Yere çöküp hüngür hüngür ağlayacağını sanacaktı. Alçaktan esen rüzgar damarlarını titretecekti. Göğsünün içinde azgın bulutlar dolaşacaktı. Sırtüstü dönüp aklını başına toplayacak başını biraz kaldırıp bahçesine bakacaktı. Aklına ölüm gelecekti ama böyle bir şey gelmeyecekti. Bahçesine bakıp ağlayacaktı ama gözlerinden yaş akmayacaktı. Dokunaklı bir sesten bir bakıştan sonra kolayca ağlayan Divane Kerim ağlayamayacaktı. Bazı acılardan gözyaşının akmayacağını o zaman anlayacaktı.
(Tanıtım Bülteninden)