9789944742351
375722
https://www.siyasalkitap.com/dort-mevsim-kar
Dört Mevsim Kar
10.66
Bilinçaltının derin dehlizleri, bireysel ve toplumsal çalkantılar, felsefe, mitoloji, rüya, aşk... Her şey; ama her şey kendini insan denen öznede görünür hale getirmiş ve "insan" birçok eylemin, olgunun hareket noktası olarak görülmeye başlanmıştı. İnsanın, toplumun, tarihin doğasına, tabiatın dengelerine aykırı her göç, beraberinde tarifi imkânsız acılar bırakır. Yağan kar, bırakın bizleri üşütmeyi, bütün şefkati ile sımsıcak bir yorgan gibi sarıp sarmalıyor bizleri...Psikiyatrist Sefkan'ın türlü hastalarından yola çıkılarak, yaşadığımız, yaşanmakta olan çelişkiler, sorunlar en yalın, iç burkan halleriyle bir panorama halinde gözler önüne serilir. Okuduğunda herkesin geçmişinden, o anından bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum.-Atilla Can-Karın saf ve doğal halinin, romanın sonlarına doğru kirlenerek, eriyerek ortadan kalktığını; buna da insanların beklentileriyle örtüşmeyen elit yöneticilerin sebebiyet verdiğini görmekteyiz. Kar, her ne kadar kirletilse, erise de yağarak, bir Anka Kuşu gibi kendini, kendi öz gerçekliğinden yeniden yaratır. Yağan her kar parçası, Anadolu insanının yepyeni bir umudu gibi belirir. Karın yağışını izlerken kendimizi ülkenin dört bir bucağında karanlık, izbe köy odalarının basık tavanlı evlerinde bulur gibi oluruz. Romanın başlarında yağmaya başlayan kar, gittikçe katmanlaşır ve yarattığı hüzün dalgalarıyla okuyucunun ilerleyen sayfalarda yürümesini zorlaştırır. Yaşananlar, her ne kadar zorluk olarak algılansa da, bir süre sonra buruk bir eğlenceye dönüşür. Okuyucuya adeta: "Yanı başımda yaşanan bunca felaketleri, ıstırapları, çığlıkları nasıl da duymadım?" dedirtir. Okuyucu, resmi işleyişlerin, kirliklerin çok uzağında kendi vicdanıyla baş başadır artık. O saatten sonra okuyucuyu durduracak tek argüman, güç; aynı iklimde yüzmekte hiçbir beis görmeyen başka bir okuyucu olur. Batman'ın Sason ilçesinin en yüksek doruğu cihetindeki "Mereto" dağında karla başlayan bu yolculuk, Marmara'da, İstanbul'un taşan derelerinin alıp götürdüğü son kırıntılarıyla devam eder ve nihayetinde yine Sason'da ders verircesine noktalanır.-Necat Uslu-
Bilinçaltının derin dehlizleri, bireysel ve toplumsal çalkantılar, felsefe, mitoloji, rüya, aşk... Her şey; ama her şey kendini insan denen öznede görünür hale getirmiş ve "insan" birçok eylemin, olgunun hareket noktası olarak görülmeye başlanmıştı. İnsanın, toplumun, tarihin doğasına, tabiatın dengelerine aykırı her göç, beraberinde tarifi imkânsız acılar bırakır. Yağan kar, bırakın bizleri üşütmeyi, bütün şefkati ile sımsıcak bir yorgan gibi sarıp sarmalıyor bizleri...Psikiyatrist Sefkan'ın türlü hastalarından yola çıkılarak, yaşadığımız, yaşanmakta olan çelişkiler, sorunlar en yalın, iç burkan halleriyle bir panorama halinde gözler önüne serilir. Okuduğunda herkesin geçmişinden, o anından bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum.-Atilla Can-Karın saf ve doğal halinin, romanın sonlarına doğru kirlenerek, eriyerek ortadan kalktığını; buna da insanların beklentileriyle örtüşmeyen elit yöneticilerin sebebiyet verdiğini görmekteyiz. Kar, her ne kadar kirletilse, erise de yağarak, bir Anka Kuşu gibi kendini, kendi öz gerçekliğinden yeniden yaratır. Yağan her kar parçası, Anadolu insanının yepyeni bir umudu gibi belirir. Karın yağışını izlerken kendimizi ülkenin dört bir bucağında karanlık, izbe köy odalarının basık tavanlı evlerinde bulur gibi oluruz. Romanın başlarında yağmaya başlayan kar, gittikçe katmanlaşır ve yarattığı hüzün dalgalarıyla okuyucunun ilerleyen sayfalarda yürümesini zorlaştırır. Yaşananlar, her ne kadar zorluk olarak algılansa da, bir süre sonra buruk bir eğlenceye dönüşür. Okuyucuya adeta: "Yanı başımda yaşanan bunca felaketleri, ıstırapları, çığlıkları nasıl da duymadım?" dedirtir. Okuyucu, resmi işleyişlerin, kirliklerin çok uzağında kendi vicdanıyla baş başadır artık. O saatten sonra okuyucuyu durduracak tek argüman, güç; aynı iklimde yüzmekte hiçbir beis görmeyen başka bir okuyucu olur. Batman'ın Sason ilçesinin en yüksek doruğu cihetindeki "Mereto" dağında karla başlayan bu yolculuk, Marmara'da, İstanbul'un taşan derelerinin alıp götürdüğü son kırıntılarıyla devam eder ve nihayetinde yine Sason'da ders verircesine noktalanır.-Necat Uslu-
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.