Ümmetin üzerinde icma ettiği "asıl" ve kaynaşmasını sağlayan esas; akide birliğidir. Onlar, coğrafî ve siyasî sınırlar ayrı olsa da, dilleri ve yurtları farklı olsa da paylaştıkları ortak akideyle tek bir ümmettirler. Allah celle celâluhu'nun nimetlerindendir ki, ümmetin yaşamında akide birliğini sağlayan unsurlar gayet sağlam ve canlı olarak devam etmektedir. Ümmet, Rabbinin Kitabı ve Peygamberinin sünneti sayesinde topluca sapıklığa düşmekten korunmuştur. Ümmet; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in, sahabîlerinin, tabiînin, tebe-i tabiînin, dört imamın ve onları izleyenlerin (kısaca selef-i salihînin, yani ehl-i sünnet ve'l-cemaatin) yolundan ayrılmadıkça bu asıl/akide birliği, onların cennete kavuşmalarına vesile olacaktır.
Ümmetin üzerinde icma ettiği "asıl" ve kaynaşmasını sağlayan esas; akide birliğidir. Onlar, coğrafî ve siyasî sınırlar ayrı olsa da, dilleri ve yurtları farklı olsa da paylaştıkları ortak akideyle tek bir ümmettirler. Allah celle celâluhu'nun nimetlerindendir ki, ümmetin yaşamında akide birliğini sağlayan unsurlar gayet sağlam ve canlı olarak devam etmektedir. Ümmet, Rabbinin Kitabı ve Peygamberinin sünneti sayesinde topluca sapıklığa düşmekten korunmuştur. Ümmet; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in, sahabîlerinin, tabiînin, tebe-i tabiînin, dört imamın ve onları izleyenlerin (kısaca selef-i salihînin, yani ehl-i sünnet ve'l-cemaatin) yolundan ayrılmadıkça bu asıl/akide birliği, onların cennete kavuşmalarına vesile olacaktır.