2001 Şubat krizi sonrasında yeniden yapılandırılan bankacılık sektörü bir taraftan Basel düzenlemeleri kapsamında taşıdığı riski ölçen ve bununla uyumlu bir sermaye düzeyine sahip olan kurumlar haline gelirken diğer taraftan da bu riskleri elimine etmek için yoğun bir şekilde türev ürün kullanmaya başlamışlardır. Fakat, 2007-2008 küresel finans krizinin yol açtığı yüksek volatilite ve türev ürünlerin bu kriz döneminde oynadığı rol risk yönetiminde kullanılan bu ürünlerin bizzat kendilerinin de bir risk kaynağı olabileceğine dönük eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla,2001 krizi sonrasında yeniden yapılandırılan bankacılık sektörünün bu yeni dönemde kur riski taşıyıp taşımadığı, risk ölçümünde kullanılan modellerin performansı ve risk yönetiminde kullanılan türev ürünlerin asli amacına mı hizmet ettiği yoksa bankaları daha riskli hale mi getirdiğinin incelenmesi önemli bir konu haline gelmiştir. Bu kitapta da bu konular üzerinde durulmuştur.
2001 Şubat krizi sonrasında yeniden yapılandırılan bankacılık sektörü bir taraftan Basel düzenlemeleri kapsamında taşıdığı riski ölçen ve bununla uyumlu bir sermaye düzeyine sahip olan kurumlar haline gelirken diğer taraftan da bu riskleri elimine etmek için yoğun bir şekilde türev ürün kullanmaya başlamışlardır. Fakat, 2007-2008 küresel finans krizinin yol açtığı yüksek volatilite ve türev ürünlerin bu kriz döneminde oynadığı rol risk yönetiminde kullanılan bu ürünlerin bizzat kendilerinin de bir risk kaynağı olabileceğine dönük eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla,2001 krizi sonrasında yeniden yapılandırılan bankacılık sektörünün bu yeni dönemde kur riski taşıyıp taşımadığı, risk ölçümünde kullanılan modellerin performansı ve risk yönetiminde kullanılan türev ürünlerin asli amacına mı hizmet ettiği yoksa bankaları daha riskli hale mi getirdiğinin incelenmesi önemli bir konu haline gelmiştir. Bu kitapta da bu konular üzerinde durulmuştur.