Dua Söylemden Eyleme

Stok Kodu:
9789753522465
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
262
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2012-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
50,00
37,50
9789753522465
632588
Dua
Dua Söylemden Eyleme
37.50

Duâ; İnsanın kendisini, hayatını ve çevresini değiştirmek için ciddi bir çaba göstermeden, kararlı ve ısrarlı bir mücadele vermeden yalnızca basmakalıp duâ cümlelerini tekrarlayarak Cenâb-ı Hak'tan isteklerde bulunması değildir! Görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen bir kulun, sıkıntılarını Allah'azaredip her şeyi O'na havale etmesi de değildir! Ne ki, günümüzde duâ, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusunda herhangi bir çaba göstermeyip, içinde bulunduğu tembellik, korkaklık, meskenet ve acziyetten kurtulmak için bir irade ortaya koymayan ve bu iradesini eyleme dönüştür(e)meyen insanların başvurduğu sadece dilde kalan bir kolaycılık olarak algılanıyor. İslâmda duâ; dilden kalbe, kalbden akla/dimağa, akıldan iradeye, iradeden fiile/amale yani kısaca söylemden eyleme uzanan bir süreçtir; söz ile özü, düşünce ile iradeyi, duâ ile davet ve cihadı, söylem ile güç ve eylemi meczeden 'fiili duâ'dır. Kur'an'da örnek verilen ve Rasûlüllah'ın dilinden dökülen duâlar/zikirler sadece dil ile yapılan "kavli" duâlar/zikiler olmayıp aksine îman, irade, amel, ihlas, huşû, ittikâ, tefekkür, sabır, tefekkür, sabır, sebat, istikamet, hicret, cihad... unsurlarıyla gerçekleşen "fiilî" duâ/zikirlerdir. Günümüz müslümanları, Kur'ân'da tevhid mücadeleleri örnek verilen peygamberler ve son vahyin mübelliği Hz. Peygamber (s.) gibi, duâ ile daveti/cihadı, söylem il eylemi meczetmedikçe yani "kavli duâ" dan "fiili duâ"ya geçmedikçe, içinde bulundukları acziyet ve zilletten kurtulmaları mümkün değildir.

Duâ; İnsanın kendisini, hayatını ve çevresini değiştirmek için ciddi bir çaba göstermeden, kararlı ve ısrarlı bir mücadele vermeden yalnızca basmakalıp duâ cümlelerini tekrarlayarak Cenâb-ı Hak'tan isteklerde bulunması değildir! Görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen bir kulun, sıkıntılarını Allah'azaredip her şeyi O'na havale etmesi de değildir! Ne ki, günümüzde duâ, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusunda herhangi bir çaba göstermeyip, içinde bulunduğu tembellik, korkaklık, meskenet ve acziyetten kurtulmak için bir irade ortaya koymayan ve bu iradesini eyleme dönüştür(e)meyen insanların başvurduğu sadece dilde kalan bir kolaycılık olarak algılanıyor. İslâmda duâ; dilden kalbe, kalbden akla/dimağa, akıldan iradeye, iradeden fiile/amale yani kısaca söylemden eyleme uzanan bir süreçtir; söz ile özü, düşünce ile iradeyi, duâ ile davet ve cihadı, söylem ile güç ve eylemi meczeden 'fiili duâ'dır. Kur'an'da örnek verilen ve Rasûlüllah'ın dilinden dökülen duâlar/zikirler sadece dil ile yapılan "kavli" duâlar/zikiler olmayıp aksine îman, irade, amel, ihlas, huşû, ittikâ, tefekkür, sabır, tefekkür, sabır, sebat, istikamet, hicret, cihad... unsurlarıyla gerçekleşen "fiilî" duâ/zikirlerdir. Günümüz müslümanları, Kur'ân'da tevhid mücadeleleri örnek verilen peygamberler ve son vahyin mübelliği Hz. Peygamber (s.) gibi, duâ ile daveti/cihadı, söylem il eylemi meczetmedikçe yani "kavli duâ" dan "fiili duâ"ya geçmedikçe, içinde bulundukları acziyet ve zilletten kurtulmaları mümkün değildir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat