9789758859788
388377
https://www.siyasalkitap.com/dullar-ve-receller
Dullar ve Reçeller
7.65
"Çileklerin tadının olduğu günlerin, pembe-karamel renginde, lezzeti on iki renk çarkıfelek macundan delirtici, keskin köpükleri... Otuz kupona ofset baskı Aile Ansiklopedisi, henüz sabuntozundan vazgeçilmemiş, deterjan kutularının üzerinde Aklan-Paklan kardeşler temizlikte yarışıyor, kadınların kıskançlıktan kudurmadan, iç rahatlığıyla Jackie Onassis, Prenses Grace ve yerlilerden Türkan Sultan için, ‘Allah için çok güzel kadın vallahi,' diyebildiği günler. Sırları erkenden dökülse de çok sevdiğimiz, lacivert biyeli çinko tabakların yağlıboya çıtalı dolap raflarına yetmiş beş derece eğik dizildiği zamanlar. Ruhsuz melamin tabakların piyasaya çıkmasına epeyce var. Üçü kırılıp takım tamamen bozulduğu için ‘artık günlüğe kullanılan' porselen tabaklardan biri raftan inmiş, yavaşça ve dikkatlice avlanan köpükler tabağı doldurmaya başlamış. Mmmm, birazdan mahalle maçı var, ama köpükler de..."Kenan Biberci Dullar ve Reçeller'de, "çileklerin tadının olduğu" günlerden "yaşanacak zamanların çalındığı" günlere bir çırpıda geçerken aynı hızla görünmezleşiveren insanların, mekânların ve eşyanın hikâyesini anlatıyor. Biberci, ev içlerinden, mutfaklardan çıkarttığı, oturma odalarındaki keçi ayaklı maun koltuklardan kaldırdığı okuru kasaba meydanlarına, büyük şehirlerin çöplüklerine, gecekondulara, tersanelere götürüyor.Yalınlığın ışığını kumaş ve toz kokan pasajlara, sokak tezgâhlarına, dersliklere, vergi dairelerine, postanelere... düşüren hikâyeler.
"Çileklerin tadının olduğu günlerin, pembe-karamel renginde, lezzeti on iki renk çarkıfelek macundan delirtici, keskin köpükleri... Otuz kupona ofset baskı Aile Ansiklopedisi, henüz sabuntozundan vazgeçilmemiş, deterjan kutularının üzerinde Aklan-Paklan kardeşler temizlikte yarışıyor, kadınların kıskançlıktan kudurmadan, iç rahatlığıyla Jackie Onassis, Prenses Grace ve yerlilerden Türkan Sultan için, ‘Allah için çok güzel kadın vallahi,' diyebildiği günler. Sırları erkenden dökülse de çok sevdiğimiz, lacivert biyeli çinko tabakların yağlıboya çıtalı dolap raflarına yetmiş beş derece eğik dizildiği zamanlar. Ruhsuz melamin tabakların piyasaya çıkmasına epeyce var. Üçü kırılıp takım tamamen bozulduğu için ‘artık günlüğe kullanılan' porselen tabaklardan biri raftan inmiş, yavaşça ve dikkatlice avlanan köpükler tabağı doldurmaya başlamış. Mmmm, birazdan mahalle maçı var, ama köpükler de..."Kenan Biberci Dullar ve Reçeller'de, "çileklerin tadının olduğu" günlerden "yaşanacak zamanların çalındığı" günlere bir çırpıda geçerken aynı hızla görünmezleşiveren insanların, mekânların ve eşyanın hikâyesini anlatıyor. Biberci, ev içlerinden, mutfaklardan çıkarttığı, oturma odalarındaki keçi ayaklı maun koltuklardan kaldırdığı okuru kasaba meydanlarına, büyük şehirlerin çöplüklerine, gecekondulara, tersanelere götürüyor.Yalınlığın ışığını kumaş ve toz kokan pasajlara, sokak tezgâhlarına, dersliklere, vergi dairelerine, postanelere... düşüren hikâyeler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.