Alet kullanmaya başlayan insanın ilk icadı yontma taşla başlayan ve her yeni buluşun birbirine eklemlenmesiyle oluşan bilgi birikimi, bilimsel ve teknolojik ilerleme, insanlık tarihiyle birlikte gelişimini sürdürmektedir. İnsanlık için hayati öneme sahip iktisadi gelişme ve refahın bir aracı olan bilimsel ve teknolojik gelişmeler, 19. yüzyıl boyunca giderek ivme kazandı; büyük şirketlerin ve daha sonra ülkelerin bu alanda politikalar belirlemeleri zorunlu oldu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında geliştirilen bilim ve teknoloji politikaları araçları ve bunların Ulusal Yenilik Sistemleri içinde kullanımları bu kitabın ana temasını oluşturuyor. Türkiye'de gerçek anlamda bir bilim ve teknoloji politikası geliştirilmesi ise 60'lı yıllarda planlı kalkınma dönemiyle başlayarak, 1963'te kurulan Tübitak'la birlikte sistemli ve kapsamlı bir çalışma alanı haline geldi. Prof. Ergun Türkcan, Dünya'da ve Türkiye'de Bilim, Teknoloji ve Politika adlı bu çalışmasında, dünyada bilim ve teknolojinin ilerlemesini, teknolojik gelişmenin dönüm noktaları olan temel yenilikler çerçevesinde ele alıyor. Yazar, Osmanlı'dan başlayarak Cumhuriyet'in ilk yıllarına ve daha sonra Tübitak'ın kuruluşuna ve bugünkü faaliyetlerine değin Türkiye'nin bilim ve teknoloji tarihinin bir dökümünü verirken, Tübitak'ta geçirdiği uzun yılların tecrübesiyle, ülkemizde bilim ve teknoloji politikası alanında yapılan girişim ve atılımları ortaya çıkan sorunlarla birlikte değerlendiriyor. Eserinin klasik bir bilim ve teknoloji tarihi olmadığını öne süren Prof. Türkcan, amacının "bir meraklının ve hatta bilim ve teknoloji politikası uzmanının" ihtiyacı olan tarih ve felsefe sorunlarıyla birlikte bilim ve teknoloji politikasına kavramsal bir çerçeve kurmak olduğunu söylüyor. Bu kitap, aynı zamanda, Türkiye'nin uzun, acılı ve henüz sonuçlanmamış modernleşme sürecinin, değişik bir açıdan okunmasıdır.
Alet kullanmaya başlayan insanın ilk icadı yontma taşla başlayan ve her yeni buluşun birbirine eklemlenmesiyle oluşan bilgi birikimi, bilimsel ve teknolojik ilerleme, insanlık tarihiyle birlikte gelişimini sürdürmektedir. İnsanlık için hayati öneme sahip iktisadi gelişme ve refahın bir aracı olan bilimsel ve teknolojik gelişmeler, 19. yüzyıl boyunca giderek ivme kazandı; büyük şirketlerin ve daha sonra ülkelerin bu alanda politikalar belirlemeleri zorunlu oldu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında geliştirilen bilim ve teknoloji politikaları araçları ve bunların Ulusal Yenilik Sistemleri içinde kullanımları bu kitabın ana temasını oluşturuyor. Türkiye'de gerçek anlamda bir bilim ve teknoloji politikası geliştirilmesi ise 60'lı yıllarda planlı kalkınma dönemiyle başlayarak, 1963'te kurulan Tübitak'la birlikte sistemli ve kapsamlı bir çalışma alanı haline geldi. Prof. Ergun Türkcan, Dünya'da ve Türkiye'de Bilim, Teknoloji ve Politika adlı bu çalışmasında, dünyada bilim ve teknolojinin ilerlemesini, teknolojik gelişmenin dönüm noktaları olan temel yenilikler çerçevesinde ele alıyor. Yazar, Osmanlı'dan başlayarak Cumhuriyet'in ilk yıllarına ve daha sonra Tübitak'ın kuruluşuna ve bugünkü faaliyetlerine değin Türkiye'nin bilim ve teknoloji tarihinin bir dökümünü verirken, Tübitak'ta geçirdiği uzun yılların tecrübesiyle, ülkemizde bilim ve teknoloji politikası alanında yapılan girişim ve atılımları ortaya çıkan sorunlarla birlikte değerlendiriyor. Eserinin klasik bir bilim ve teknoloji tarihi olmadığını öne süren Prof. Türkcan, amacının "bir meraklının ve hatta bilim ve teknoloji politikası uzmanının" ihtiyacı olan tarih ve felsefe sorunlarıyla birlikte bilim ve teknoloji politikasına kavramsal bir çerçeve kurmak olduğunu söylüyor. Bu kitap, aynı zamanda, Türkiye'nin uzun, acılı ve henüz sonuçlanmamış modernleşme sürecinin, değişik bir açıdan okunmasıdır.