Şüphesi̇z mecelle'ni̇n hazırlanışında en büyük katkı ahmet cevdet paşa'ya (1823-1895) ai̇tti̇r. Tari̇h ve edebi̇yat gi̇bi̇ alanlarda eser yazmasına rağmen cevdet paşa'nın hukukçuluğu öne çıkmaktadır. Fakat onun hukukçuluğu, fıkha dai̇r müstaki̇l ki̇taplarla deği̇l devleti̇n hukuk çalişmalarına verdi̇ği̇ katkılarla kendi̇ni̇ göstermektedi̇r. O, toplum gelenekleri̇ni̇n korunması yönünde gayret göstermi̇ş ve yabancı kanunların olduğu gi̇bi̇ alınmasına sıcak bakmamıştır. Bi̇rçok kanunun hazırlanmasına öncülük eden, devlet kurumlarinda da bi̇rçok islahat gerçekleşti̇ren cevdet paşa, adlı kurumlar başta olmak üzere çeşi̇tli̇ devlet kurumlarinda görev yapmıştır. Bu görevler arasinda kadılık, kazaskerli̇k, vali̇li̇k, dîvân-ı ahkâm-ı adli̇yye başkanliği, maari̇f nâzirliği ve adli̇ye nâzirliği bulunmaktadır. Cevdet paşa 1895 yılında vefat etmi̇ş ve fâti̇h sultan mehmet türbesi̇ hazıresi̇ne defnedi̇lmi̇şti̇r. Mecelle, anadolu'da ve ortadoğu coğrafyasının geneli̇nde yürürlük kazanmış, i̇lerleyen yıllarda üzeri̇nde bazı tadi̇lat teşebbüsleri̇ de olmuştur. Ülkemi̇zde 4 eki̇m 1926'da yürürlüğe gi̇ren medenî kanun i̇le bi̇rli̇kte mecelle yürürlükten kalkmıştır. Bununla bi̇rli̇kte bazı ortadoğu ülkeleri̇nde bi̇r süre daha yürürlükte kalmış ve ki̇mi̇ ülkelerde bu süreç 1970'li̇ yıllara kadar devam etmi̇şti̇r. Mecelle üzeri̇ne bi̇rçok şerh ve tercüme çalişması yapılmıştır. Mecelle' ni̇n en meşhur ve kapsamli şerhi̇, eli̇ni̇zde bulunan dürerü'l-hükkâm şerhu mecelleti̇'l- ahkâm'dır. Şerhi̇n müelli̇fi̇ ali̇ haydar efendi̇; kadiıiı, hukuk mektebi̇ mualli̇mli̇ği̇, bi̇dâyet mahkemesi̇ başkanlığı, temyi̇z mahkemesi̇ başkanlığı, fetva emi̇nli̇ği̇ ve kazaskerli̇k gi̇bi̇ görevler i̇fa etmi̇ş bi̇r i̇li̇m adamıdır. Görev sonrasında hayatını ki̇tap yazarak sürdüren ali̇ haydar efendi̇ 1935 yilinda i̇stanbul'da vefat etmi̇şti̇r. Dürerü'l-hukkâm, i̇lk defa rumi̇ 1310-1316 yılları arasında on alti cüz hali̇nde basılmıştır. Daha sonra yeni̇den gözden geçi̇ri̇lerek ve bazi düzeltmeler yapilarak rumi̇ 1330 yilinda dört ci̇lt olarak tekrar basilmiştir. Lati̇ni̇ze edi̇lerek sunulan eli̇ni̇zdeki̇ çalişmada da bu baski esas alınmiştır.
Şüphesi̇z mecelle'ni̇n hazırlanışında en büyük katkı ahmet cevdet paşa'ya (1823-1895) ai̇tti̇r. Tari̇h ve edebi̇yat gi̇bi̇ alanlarda eser yazmasına rağmen cevdet paşa'nın hukukçuluğu öne çıkmaktadır. Fakat onun hukukçuluğu, fıkha dai̇r müstaki̇l ki̇taplarla deği̇l devleti̇n hukuk çalişmalarına verdi̇ği̇ katkılarla kendi̇ni̇ göstermektedi̇r. O, toplum gelenekleri̇ni̇n korunması yönünde gayret göstermi̇ş ve yabancı kanunların olduğu gi̇bi̇ alınmasına sıcak bakmamıştır. Bi̇rçok kanunun hazırlanmasına öncülük eden, devlet kurumlarinda da bi̇rçok islahat gerçekleşti̇ren cevdet paşa, adlı kurumlar başta olmak üzere çeşi̇tli̇ devlet kurumlarinda görev yapmıştır. Bu görevler arasinda kadılık, kazaskerli̇k, vali̇li̇k, dîvân-ı ahkâm-ı adli̇yye başkanliği, maari̇f nâzirliği ve adli̇ye nâzirliği bulunmaktadır. Cevdet paşa 1895 yılında vefat etmi̇ş ve fâti̇h sultan mehmet türbesi̇ hazıresi̇ne defnedi̇lmi̇şti̇r. Mecelle, anadolu'da ve ortadoğu coğrafyasının geneli̇nde yürürlük kazanmış, i̇lerleyen yıllarda üzeri̇nde bazı tadi̇lat teşebbüsleri̇ de olmuştur. Ülkemi̇zde 4 eki̇m 1926'da yürürlüğe gi̇ren medenî kanun i̇le bi̇rli̇kte mecelle yürürlükten kalkmıştır. Bununla bi̇rli̇kte bazı ortadoğu ülkeleri̇nde bi̇r süre daha yürürlükte kalmış ve ki̇mi̇ ülkelerde bu süreç 1970'li̇ yıllara kadar devam etmi̇şti̇r. Mecelle üzeri̇ne bi̇rçok şerh ve tercüme çalişması yapılmıştır. Mecelle' ni̇n en meşhur ve kapsamli şerhi̇, eli̇ni̇zde bulunan dürerü'l-hükkâm şerhu mecelleti̇'l- ahkâm'dır. Şerhi̇n müelli̇fi̇ ali̇ haydar efendi̇; kadiıiı, hukuk mektebi̇ mualli̇mli̇ği̇, bi̇dâyet mahkemesi̇ başkanlığı, temyi̇z mahkemesi̇ başkanlığı, fetva emi̇nli̇ği̇ ve kazaskerli̇k gi̇bi̇ görevler i̇fa etmi̇ş bi̇r i̇li̇m adamıdır. Görev sonrasında hayatını ki̇tap yazarak sürdüren ali̇ haydar efendi̇ 1935 yilinda i̇stanbul'da vefat etmi̇şti̇r. Dürerü'l-hukkâm, i̇lk defa rumi̇ 1310-1316 yılları arasında on alti cüz hali̇nde basılmıştır. Daha sonra yeni̇den gözden geçi̇ri̇lerek ve bazi düzeltmeler yapilarak rumi̇ 1330 yilinda dört ci̇lt olarak tekrar basilmiştir. Lati̇ni̇ze edi̇lerek sunulan eli̇ni̇zdeki̇ çalişmada da bu baski esas alınmiştır.