Şiir her sözden öncedir. Şiir diğer sözler daha sonra geldiği için şiirdir. Bu yüzden şiirden önce söz olmaz. Şiir kelimlerle yazının yetersizliğine karşı getirilen bir duygusal açılımdır. Yazı yetseydi, daha doğrusu normal dil yeterli gelseydi, şiir ortaya çıkmazdı. Ama insan var olan düzeninin ötesini merak eden ve nesnel olarak var olanın ötesinde yaşayan bir varlıktır ve şiir böylece insani bir şeydir. İnsan şeylerin ardında (daha) büyük neden daha büyük bir anlam olduğunu düşünür. Sezai Karakoç şiiri böyledir. Daha büyük bir anlam olmadığını düşündüğü zaman kendisi varlığın ardına anlam yerleştirir. Edip Cansever şiiri böyledir. Sonuçta herhalde şiir dili aşan bir edimdir.
Pavese'nin deyişiyle, "şiir bir budalanın denize bakıp 'tıpkı yağ gibi' demesiyle başlar, Ama aynı düzeyde kalmakda budalalık olur." Denize baktığında 'deniz sudur' demek kişiye yetseydi, şiir ortaya çıkmayabilirdi. Ama yetmediği için doğmuştur.
Şiir her sözden öncedir. Şiir diğer sözler daha sonra geldiği için şiirdir. Bu yüzden şiirden önce söz olmaz. Şiir kelimlerle yazının yetersizliğine karşı getirilen bir duygusal açılımdır. Yazı yetseydi, daha doğrusu normal dil yeterli gelseydi, şiir ortaya çıkmazdı. Ama insan var olan düzeninin ötesini merak eden ve nesnel olarak var olanın ötesinde yaşayan bir varlıktır ve şiir böylece insani bir şeydir. İnsan şeylerin ardında (daha) büyük neden daha büyük bir anlam olduğunu düşünür. Sezai Karakoç şiiri böyledir. Daha büyük bir anlam olmadığını düşündüğü zaman kendisi varlığın ardına anlam yerleştirir. Edip Cansever şiiri böyledir. Sonuçta herhalde şiir dili aşan bir edimdir.
Pavese'nin deyişiyle, "şiir bir budalanın denize bakıp 'tıpkı yağ gibi' demesiyle başlar, Ama aynı düzeyde kalmakda budalalık olur." Denize baktığında 'deniz sudur' demek kişiye yetseydi, şiir ortaya çıkmayabilirdi. Ama yetmediği için doğmuştur.