“İnsan yaşamı düz bir çizgi halinde ilerlemez. O daha çok bir dönme dolaptır. Sıklıkla kendi başlangıç noktasına dönen, insana aynı deneyimleri tekrar tekrar yaşatan ve hiç de hızlı hareket etmeyen bir dönme dolap. Hayatının en olgun dönemlerinde dahi çocukluğundaki korkuların kılık değiştirmiş bir halini yaşadığını fark eder insan. Sevgilinin gidişinde duyulan hüzün ve kaygı, çocukluk çağında işe giden babanın arkasından dökülen gözyaşlarına da neden olan kaygının aynısıdır. O duygu hep orada durur. Sadece yöneldiği hedef değişmiştir. Bu, aynı zamanda şu gerçekliğin de apaçık ifadesidir: Hayatının en olgun anında dahi küçük bir çocuk kadar kırılgandır insan. İnsan ruhu camdan yapılmıştır.”
İşte bu çalışma hayatın acımasızlaştığı ve duygusal acının hakim olduğu anlarda insanların birbirlerine daha etkili bir şekilde destek olmalarını sağlayacak temel psikolojik müdahale yöntemlerini içermektedir.
“İnsan yaşamı düz bir çizgi halinde ilerlemez. O daha çok bir dönme dolaptır. Sıklıkla kendi başlangıç noktasına dönen, insana aynı deneyimleri tekrar tekrar yaşatan ve hiç de hızlı hareket etmeyen bir dönme dolap. Hayatının en olgun dönemlerinde dahi çocukluğundaki korkuların kılık değiştirmiş bir halini yaşadığını fark eder insan. Sevgilinin gidişinde duyulan hüzün ve kaygı, çocukluk çağında işe giden babanın arkasından dökülen gözyaşlarına da neden olan kaygının aynısıdır. O duygu hep orada durur. Sadece yöneldiği hedef değişmiştir. Bu, aynı zamanda şu gerçekliğin de apaçık ifadesidir: Hayatının en olgun anında dahi küçük bir çocuk kadar kırılgandır insan. İnsan ruhu camdan yapılmıştır.”
İşte bu çalışma hayatın acımasızlaştığı ve duygusal acının hakim olduğu anlarda insanların birbirlerine daha etkili bir şekilde destek olmalarını sağlayacak temel psikolojik müdahale yöntemlerini içermektedir.