Ahmet Rıza Bey, yakın dönem Türkiye tarihinin en önemli simaları arasında yer almaktadır. Paris'e giderek Sultan 2. Abdülhamit yönetimine karşı harekete geçmiş; İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gerçek kurucularından biri olmuştur. Meşrutiyet'in ilanından sonra Paris'te yürüttüğü mücadele nedeniyle Ebü'l-Ahrâr sıfatıyla yurdunda karşılanan Ahmet Rıza Bey, Meclis-i Mebusan başkanlığı, Heyet-i Ayan üyeliği ve başkanlığı gibi önemli görevleri yürütmüştü. Yaşamının her aşamasında, kendini adadığı Osmanlı Devleti'nde pozitivist bir yapının hayata geçirilmesinin ve inandığı doğruların mücadelesini vermişti. Dolayısıyla ömrü bir dava insanı olarak mücadele içinde geçmişti. Bu mücadele çizgisi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında kurucuları içinde bulunduğu cemiyetin muhaleti olmaya kadar onu sürüklemişti. Ebü'l-Ahrâr Ahmet Rıza Bey adını taşıyan bu çalışma onun yaşamını, mücadelelerinin öyküsünü, yazışmalarını ve düşünce dünyasını özetle bir hedef doğrultusunda hiç pes etmeden azimle koşusunu incelemektedir.
Ahmet Rıza Bey, yakın dönem Türkiye tarihinin en önemli simaları arasında yer almaktadır. Paris'e giderek Sultan 2. Abdülhamit yönetimine karşı harekete geçmiş; İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gerçek kurucularından biri olmuştur. Meşrutiyet'in ilanından sonra Paris'te yürüttüğü mücadele nedeniyle Ebü'l-Ahrâr sıfatıyla yurdunda karşılanan Ahmet Rıza Bey, Meclis-i Mebusan başkanlığı, Heyet-i Ayan üyeliği ve başkanlığı gibi önemli görevleri yürütmüştü. Yaşamının her aşamasında, kendini adadığı Osmanlı Devleti'nde pozitivist bir yapının hayata geçirilmesinin ve inandığı doğruların mücadelesini vermişti. Dolayısıyla ömrü bir dava insanı olarak mücadele içinde geçmişti. Bu mücadele çizgisi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında kurucuları içinde bulunduğu cemiyetin muhaleti olmaya kadar onu sürüklemişti. Ebü'l-Ahrâr Ahmet Rıza Bey adını taşıyan bu çalışma onun yaşamını, mücadelelerinin öyküsünü, yazışmalarını ve düşünce dünyasını özetle bir hedef doğrultusunda hiç pes etmeden azimle koşusunu incelemektedir.