Hayatımın talihi, belki de benzersizliği, tamamen kaderdir. Bilmece şeklinde söyleyeyim, ben babamla birlikte zaten ölmüşüm, ama annemle beraber yaşıyorum, yaşlanıyorum. Bu çifte köken, yaşam merdiveninin bu en üst ve en alt basamaklarından geliş, hem décadent, hem de başlangıç oluş, (beni belki herkesten ayıran çekimserliğimi, yaşam sorununun bütünü önünde tarafsızlığımı açıklarsa işte bunlar açıklar. Doğuş ve çöküş belirtilerinin ince kokusunu benden iyi alan çıkmamıştır, bu konu üzerine en eşsiz öğretmen benim, ikisini de bilirim, her ikisiyim ben.) Babam otuz altı yaşında ölünce: İnce, sevimli ve biraz hoştu, geçip gitmek için doğmuş bir yaratık gibiydi, (yaşamın kendisinden çok, bir hoş anısıydı sanki. Neredeyse onun yaşamının bittiği yaşta benimki de bitmeye yüz tuttu. Otuz altı yaşımda yaşam gücümün en dip noktasına vardım, yaşamasına yaşıyordum, ama üç adım önümü görmeden).
Hayatımın talihi, belki de benzersizliği, tamamen kaderdir. Bilmece şeklinde söyleyeyim, ben babamla birlikte zaten ölmüşüm, ama annemle beraber yaşıyorum, yaşlanıyorum. Bu çifte köken, yaşam merdiveninin bu en üst ve en alt basamaklarından geliş, hem décadent, hem de başlangıç oluş, (beni belki herkesten ayıran çekimserliğimi, yaşam sorununun bütünü önünde tarafsızlığımı açıklarsa işte bunlar açıklar. Doğuş ve çöküş belirtilerinin ince kokusunu benden iyi alan çıkmamıştır, bu konu üzerine en eşsiz öğretmen benim, ikisini de bilirim, her ikisiyim ben.) Babam otuz altı yaşında ölünce: İnce, sevimli ve biraz hoştu, geçip gitmek için doğmuş bir yaratık gibiydi, (yaşamın kendisinden çok, bir hoş anısıydı sanki. Neredeyse onun yaşamının bittiği yaşta benimki de bitmeye yüz tuttu. Otuz altı yaşımda yaşam gücümün en dip noktasına vardım, yaşamasına yaşıyordum, ama üç adım önümü görmeden).