1980'li yıllarda gece hayatı çevrelerinde yeni bir madde boy gösterdi: “ecstasy“ olarak anılan MDMA. Bu “aşk hapı“ garip etkilere yol açıyordu; ateş basmadan, bütün gece techno müzik eşliğinde dans etme isteği, insanları okşama ihtiyacı, diş gıcırdatma, hızlı su kaybı, varoluşsal kaygı, intihar teşebbüsleri, evlenme teklifleri. Bu, tıpkı Rus dağlarında ya da bazı Amerikan yazarlarının öykülerinde olduğu gibi, bir çıkışı bir de inişi olan sert bir maddeydi. Elinizdeki kitabın yazarı artık ecstasy kullanmıyor, okurlarına da denememelerini tavsiye ediyor; ectasy hem yasal değil, hem de etkisi altında yazılmış bu metinlerin de kanıtladığı gibi beyni tahrip ediyor. Hem sonra, tanımadığımız insanlara hayatımızı anlatmak için neden bir hapa ihtiyacımız olsun ki? Bunun için edebiyat varken!
1980'li yıllarda gece hayatı çevrelerinde yeni bir madde boy gösterdi: “ecstasy“ olarak anılan MDMA. Bu “aşk hapı“ garip etkilere yol açıyordu; ateş basmadan, bütün gece techno müzik eşliğinde dans etme isteği, insanları okşama ihtiyacı, diş gıcırdatma, hızlı su kaybı, varoluşsal kaygı, intihar teşebbüsleri, evlenme teklifleri. Bu, tıpkı Rus dağlarında ya da bazı Amerikan yazarlarının öykülerinde olduğu gibi, bir çıkışı bir de inişi olan sert bir maddeydi. Elinizdeki kitabın yazarı artık ecstasy kullanmıyor, okurlarına da denememelerini tavsiye ediyor; ectasy hem yasal değil, hem de etkisi altında yazılmış bu metinlerin de kanıtladığı gibi beyni tahrip ediyor. Hem sonra, tanımadığımız insanlara hayatımızı anlatmak için neden bir hapa ihtiyacımız olsun ki? Bunun için edebiyat varken!